31.08.2012

Dünya Hali - 31 Ağustos 2012

Dr. Atilla Doğan yeni bir seriye başlıyor:

Avrupa'da göçmen kökenli aileye sahip, Türk kökenli yeni neslin geleceği üzerine görüşler



Dr. Atilla Doğan
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi

"
Almanya’da Rheinland-Pfalz Eyaleti’ndeki Betzdorf kentinde yaşayan bir Türk ailesinin evi birkaç gün önce  ırkçı saldırıya uğradı. Ailenin yıllardan beri ikamet ettiği eve biri silahlı biri bıçaklı giren iki ırkçı Alman, 2 ve 9 yaşları arasında beş çocuklu aileye dehşet dolu anlar yaşattı. Çığlıklarla yardım isteyen Türk ailenin polise haber verdiğini anlayan saldırganlar karanlıkta kaçıp kayboldu. Olay üzerine eve gelen polis Türk kökenli göçmen babayı kelepçeleyerek karakola götürdü. Yere düşen ve çekim yapmaya devam eden bir kamera ise her şeyi saniye saniye görüntüledi.

Bu haber ve kamera görüntüleri elektronik medyaya yansıdıktan sonra, bir şey dikkatimi çekti.  Avrupa'daki Türkler tarafından çok izlenen bu haber, ne yazık ki, Türkiye'deki web sayfalarında çok düşük bir izlenme değeri bulmuştu. Türkiye'de kitlesel takipçiye sahip bir gazetenin web sayfasında Almanya'daki Türk ailenin ırkçı saldırıya uğrama haberi yaklaşık beş kişi tarafından izlenmişken; eş zamanda servise konulan, New York'daki Times Square Meydanı'nda akli dengesi yerinde olmayan bir adamı polisin 12 kurşunla öldürmesi görüntüleri 35.000 kişi tarafından izlenmişti. Fark bu kadar büyük olunca farklı bir rahatsızlığa neden oluyor;

Avrupa'daki yeni nesil Türk kökenli göçmenlerin Türkiye'deki toplumla yakın bir gelecekte  ilişkileri nasıl gelişecek?

Türkiye ekonomik büyüme ve çağın imkanlarını kazanmanın bedeli olarak neleri yitiriyor?

Avrupa'da yerleşik insanlarına yönelik bu ilgisizliğin nedeni nedir?

Bu bir Avrupalı Türkler sorunu mudur yoksa Türkiye'nin değerler sorunu mudur?

Avrupalı Türkler tarafından baktığımızda Türk kökenli yeni nesil çift taraflı bir itilme, çok taraflı bir yalnızlık içine mi sürükleniyor?


Daha fazlasını dinle: Atilla Doğan
Seda Haran; Eyüp Sabri Canbolat; İpek Erdem
Boşanma ve eşler ve çocuklar üzerine etkileri

Seda Haran
Uzman Psikolog 

"Yurtdışında yaşam koşulları çok farklı. Türkiye'deki boşanmalardan farklılıklar gösteriyor.
Bizim toplumuzda aile kavramı çok önemli, oysa yurtdışında birey kavramı önemli."

Av. Eyüp Sabri Canbolat
"Boşanma evlilikler için neredeyse olmazsa olmaz hale geldi. Evliliklerin yarısı boşanmayla sonuçlanıyor. Şiddetli geçimsizlik boşanma nedenleri arasında %93'lük bir paya sahip. Diğerleri hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, zina, akıl hastalığı.
İstatistiklere baktığımız zaman, bir bayan grubu 'benim de maaşım var, benim de altımda arabam var, benim de evim var' diyor. Zaten bu maldır evliliği bitiren. Ben aldım, sen aldın, kooperatif hissesi derken, daha yüksek hayat standartları için eve gelmemeye başladık.Ev hayatı denen şeyi unuttuk.
Özel hayatında hangi bayana sorsak, 'Ben bilmem kocam bilir der, oysa mahkemede sorduğumuzda kocam kusurlu! diyor. Adama soryorsun, 'dırdırı öldürdü beni' diyor.
BBG evi gibi yaşar olduk. Facebook'ta benim hiçbir şeyimi insanlar beğenmedi, bugün beni  kimse dürtmedi diye mutsuz olanlar var. Ya da 'sosyal ağlarda hiç ilgi göremiyorum' diye boşanma sebebi gösterenler var."

Daha fazlasını dinle: Seda Haran_Eyüb Sabri Canbolat (Süre: 28'58")

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder