31.07.2012

Dünya Hali - 1 Ağustos 2012


 Hollanda'da seçime doğru - 2

Türk toplumunun adaylardan beklentileri
Demokratik katılım yeterli mi?
Türkiye kökenli seçmen Türk siyasetçilere yeterli desteği verecek mi?


Ebubekir Öztüre
CDA Adayı
Yayından:
"Hollanda, Avrupa içerisinde töleranslı bir ülke olarak tanınır. 2001 yılında Dünyadaki bazı olaylar daha sonra Kıta Avrupasında ve Hollanda üzerindeki Can Ünver'in de bahsettiği olaylar belki toplumun içerisindeki gizli tansiyonu yükseltti.Tam bu sırada aşırı sağ söylemler ile yabancı karşıt söylemler bazı partiler ve kişileri ortaya çıkardı. Oluşan korku ve toplumdaki yüksek tansiyon prim yaptı.Yabancılarla ilgili zihinler karışık. Bu karışıklığın giderilmesi için katkılarımızı vermeye çalışacağız.
Halk yabancılara homojen bir yapı olarak bakıyor ve bir korku var.
Aslında entegrasyon iyi gidiyordu . Bir arızaya uğradı. 
Seçimler aslında Hollanda'nın istediği bir tarihe gelmedi. Pek bir coşku görülmüyor.
İnsanların duyguları verecekleri oyun rengini belirleyebiliyor.
Seçim dönemleri aynı zamanda bazı sorunları analiz etme zamanı.
Meclise gönderilen adaylardan halkın muzdarip olduğu konu, toplumla irtibatları konusunda halkın tereddütleri var."

Daha fazlasını dinle: Ebubekir Öztüre

Yasemin Çekerek
PvDa Adayı

Yayından:
"Hollanda'nın adem-i merkezi bir siyasi sistemi vardır. Avrupa'daki ekonomik kriz, tasarruf paketi ve yabancı düşmanlığı konuları gündemde. 12 Eylül'den sonra da gündemde olacak. Bu konular üzerinde ciddi çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Yabancı kökenli siyasetçilerimiz umarım yabancı düşmanlığına karşı tepki verir.
Wilders Hollanda'nın iklimini değiştirdi. Yabancılara bakış değişti. İş piyasasına girerken yabancılara karşı bir önyargı var.

Hollanda demokratik bir ülkedir. Demokratik bir ülkede de herkese eşit davranılmalı, önyargılar olmamalıdır. Parlamentonun da toplumun aynası olması gerektiğini düşünüyorum.
Bir siyasetçinin her zaman halka ulaşması lazım sadece seçim döneminde değil. Yabancı kökenli siyasiler de parlamentoda yer almalı ve parlamento toplumu yansıtmalı."

Daha fazlasını dinle: Yasemin Çekerek


Can Ünver
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı

Yayından:
"Hollanda 70'li yılların İtalya'sına benzemeye başladı. Sürekli seçim yapıp hükümetini yeniler hale geldi.
Son dönemde 2 önemli sorunu var bence: Biri Avrupa Birliği'nin "tasarruf paketi" ile ilgili diğeri ise  "yabancılara karşı reaksiyoner bir tavır" olmasıdır. 
Hollanda yabancı işçilere tepki gösterilen ülkelerin başında geliyordu. Daha sonraki yıllarda alınan tedbirlerle bu izlenim değişmiş görünüyordu. Hollanda aldığı tedbirlerle bundan sıyrılmış gözüküyor. 2003 yılının 6 mayıs günü işlenen cinayeten sonra tartışmalar arttı,11 Eylül hadiselerinden sonra Hollanda bu konuda birden hassaslaştı. Ardından Geert Wilders'in başını çektiği partinin çok güçlendiğini gördük.
Sağ liberal partinin muhtemel başbakan adayı Mark Rute gerekirse Wilders'in partisiyle (özgürlük partisi) ortaklık yapabileceğinden söz ediyor. Bunu normal bir parti olarak değerlendiriyor. Göçe karşı birtakım söylemler geliştiriyor. Dolayısıyla yabancı düşmanlığı, yabancılara karşı reaksiyon var.
1986'dan beri Türkler geniş biçimde siyasete katılmaya başladılar.

Toplumsal dayanışma ruhunun topluma karşı sorumluluk duygusunun artmasıyla o ülkeler yabancı politikacılardan daha çok yararlanacak. Avrupa'da siyasal sistemler yabancının önünü kapatmıyor, daha da açıyor. Diğer taraftan yabancılara karşı bir tepki de var. Mücadeleyi elden bırakmamak gerekiyor. Bu bir süreç, sistem buna göre kurgulanmıştır. 
Çözüm toplumun parçası olmak. Ama bunu sorun olarak görmemek gerek. Toplumun sorumluluğunu sırtlamak ve siyasete katılmak gerekiyor. Süreçlerin dışında kalmamak için o toplumun parçası olmak gerek."
Daha fazlasını dinle: Can Ünver

İlgili haberler:
Halkta demokratik hukuk devletine inanç zayıfladı

30.07.2012

Dünya Hali - 30 Temmuz 2012

Almanya'nın sünnet sorunu

Almanya’da bir mahkemenin verdiği karar Sünneti sorun haline getirdi. Mahkemenin açtığı bu yol Avusturya ve İsviçre’de de  benzer kararlara yol açar mı?
Sünnetin bir sorun olarak ortaya getirilmesinin kime yararı var?
………….
Almanya'da Federal Meclis, Köln Eyalet Mahkemesi'nin 'adam yaralama' kapsamında suç olarak değerlendirdiği sünnete izin veren bir yasal düzenleme için onay verdi. 
Dini nedenli sünneti yasal kılmayı amaçlayan yasanın bir an önce meclise sunulması  için CDU/CSU, FDP, SPD olağanüstü genel kurulda söz konusu yasa tasarısının en geç sonbaharda meclise sunulması için talepte bulunmuştu. Federal Hükümete çağrıda bulunan parti gruplarının verdiği ortak önergede, sünnetin uzman doktor tarafından usulüne uygun ve çocuğa gereksiz acı çektirmeyecek şekilde yaptırılabilmesi esas alındı.

Tıbbi açıdan sünnet nedir? Sünnet bir yaralama mıdır? Mahkeme neden böyle bir karar vermiştir?  Mahkemenin kararını  etkileyen tıbbi dayanak var mıdır?

Operatör Dr Ömer Derbeder
Aynı zamanda sünnet de yapan Ürolog

"Sünnet sağlık için yararlıdır. Sünnetli erkeklerle evli kadınlarda rahim kanseri vak'aları daha düşük.
Şu anda geleneklerimize göre yapılan sünneti şu anda durdurduk. Ama karaın olumlu çıkacağını bekliyoruz.
Sünnet bizim için güzel bir şey. Bazı insanlar ise buna karşılar. 
Dr. Ömer Er Derbeder
Bugüne kadar tam olarak suçluluk durumu yorumlanmamıştı. Bu kararın ardından doktorlar sünnet yapmamaya başladı. Bu karadan haberim yoktu diyemez. Tıbbi olarak sünnet hala yapılabilir, ancak dini anlamda yapılamıyor.

Burada hukuki bir karar durumu var. Anayasa mahkemesindeki kararları yorumlayarak bir karar verdiler. Mecliste bu kararın iptal edileceği sözü bize verildi.

Sünnet derisinin alınmasının 3000 yıllık tarihi var. 


Sünnetle ilgili mahkeme kararının toplumsal, siyasal ve etik açıdan yankıları
Erdal Tekin

Siyasetçiler toplumdaki sorunların çözümünü bulmakla yükümlüdür. Müslüman ve Yahudi toplumu için bir yasak sözkonusudur. Buna çözüm bulmak onlara düşünür.
Almanya ardından diğer Avrupa ülkelerinde de yansımaları olacaktır. Çünkü göçmen toplumu büyük oranda Müslümanlardan oluşuyor.
Biz bir de ayrı bir konuyu tartışıyoruz Almanya'da: Kurumsal ırkçılık...
Bu maalesef Avrupa'nın, Avrupa Parlamentosu'nun da gündeminde.
Tam da ırkçılığın kurumsallaşıp kurumsallaşmadığını sorguladığımız bir zamanda mahkeme kararı yeni bir boyut daha ekledi.
Ben bu karardan endişe duymuyorum, çünkü ben Almanya'nın kurumsallaşmış hukuk devleti olmasına güveniyorum. Almanya'nın bu tartışmalara olumlu bir tepki vereceğini düşünüyorum.
dpa'nın yaptığı ankette %33 bu yasağın Almanya'nın imajına zarar vereceğini, %66 zarar vermeyeceği kanaatinde. %83 ise dinlerin zamanın gereklerine uyması yolunda düşünce belirtmiş.

Vatandaşlarımız bu geçici süre içinde kurallara uysunlar. Bu durum geçicidir.
Dini kitaplar da yeniden yorumlanabilmelidir. Toplumun buna da açık olması gereklidir. Şu andaki mahkeme kararı sağlık açısından bir sıkıntı varsa sünneti yasaklamıyor. 

Daha fazlasını dinle: Erdal Tekin_Mete Atay

Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı

Bu karar hukuki açıdan doğru olabilir ama toplumsal açıdan sorunları vardı. Bu karar Köln Eyalet Mahkemesi'nin aldığı bir karar.
Ben bir kaos yaşanmasından endişe duyuyorum. Bunun ardından İsviçre'ye, Avusturya'ya sıçradı. BSu süreçte toplumda açtığı zararlar var.
Anket sonuçlarına göre Alman toplumu ikiye bölünmüş durumda. Toplumda bir kısım yasağın devam etmesini istiyor. Bu İslamafobiyi körükleyecek bir durum.
Almanya hukuk devleti. Merkel kendimizi komik duruma düşürmeyelim demiştir.
Kim kendisinin de bir parçası olan bir çocuğu yaralamak isteyebilir ve bunun için para harcayabilir.
Sünnet düğünlerine artık Alman çocuklar da geliyor. Bu hale gelmişken çıkan bu arıza en kısa sürede gidecektir. Benim endişem bu durumdan yararlanmak isteyenlerce kullanılabilecek olmasıdır.

27.07.2012

Dünya Hali - 27 Temmuz 2012


Yapılan son seçimler ışığında Scleswig Holstein Türk toplumu
Scleswig Holstein Türk Toplumu örgütlenmesi ve amaçları
Sivil toplum kuruluşlarının rolleri
Türk toplumunun demokratik katılımı
Göçmnelikten yurttaşlığa geçişte yapılması gerekenler



Dr. Cebel Küçükkaraca
Schleswig Holstein Türk Toplumu Başkanı

Yayından:
"Eyalette 35-40 bin arasında Türk kökenli insan yaşıyor. 51 yılı aşan bir süredir SH'de yaşıyoruz. Sivil toplum örgütleri ihtiyaçtan doğan kurumlardır. Burada yaşayan insanların hak ve çıkarlarının korunması için bir araya geldik. İnsanların haklarının, hukukunun aranması için, korkuların yok edilebilmesi için, ileriye yönelik uzun vadeli politikaların yapılması için 26 kasım 1995'te Schlewig Holstein Türk Toplumu kuruldu. Bir hafta sonra da Almanya Türk Toplumu kuruldu. 14 üye derneğimiz var. Biz partilerüstü bir kurumuz. Herhangi bir siyasi bağlantımız yok.
Schlewig Holstein Türk Toplumu Türk azınlığının önündeki acil sorunların çözümlerine katkıda bulunmaktadır. Azınlık haklarının elde edilebilmesi için köklü çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca Türk ve yabancı düşmanlığına karşı uzun vadeli sistemli bir çalışma yapmaktadır. .
Amacımız Almanya'da sosyal barışın ve dayanışmanın eşitlik temelinde gerçekleşmesini sağlamak."

Daha fazlasını dinle: Dr. Cebel Küçükkaraca

Ergenlerde kişilik gelişimi
Seda HARAN
Uzman Psikolog

"Ergen öncelikle bedenindeki değişimlerle ilgilenmeye başlıyor. Bununla birlikte fark edilmeyi çok istiyor. Kendi hakkında olumlu geri bildirim almak istiyor. Bu dönemde ergen çok fazla ben merkeziyetçidir.
Ailenin anlayışlı ve bilinçli olması gerekir. Yabancı ülkelerde bu konu bir sorun teşkil etmektedir. Ailenin iş hayatı yüzünden ergenler yalnız kalıyor ve ailesinin değil de arkadaş çevresinin yaptırımları önem kazanıyor.
Ergenlik döneminde problemler aileleriyle birlikte üstesinden gelinebilir. Aileler problemleri çözmeye yönelik olmalıdırlar. Anne baba çok korkmamalı ve baskıcı olmamalıdır."
Stres ve aile 

Seda Didem ERKEN
Psikolog
Yankı Psikolojik Danışmanlık Merkezi

" Stres ailede çok önemli bir faktördür. Eşlerin yetiştikleri toplumsal yapılar çok önemlidir. Evlilik için sağlanacak uyum tamamen bu yapıya bağlıdır. Bu toplumsal yapılar ne kadar farklı olursa partnerlerin aralarındaki problem artacağı için streste artar. Partnerlerin ailelerinin ekonomik durumu da çok önemlidir. Benzer maddi güç benzer eğitimi beraberinde getirir. Bu yakınlık aradaki uyumu sağlamak adına önemlidir.
Aynı zevklere sahip olmak aynı heyecanı paylaşmak çok önemlidir. Bunlar birbirinden farklı olduğu zaman uyumsuzluğa dolayısıyla strese yol açmaktadır.
Ailelerin insanın ruhsal ve bedensel rahatsızlığına çok etkisi bulunmaktadır. Bu yüzden ailede uyumu çok fazla geriye itmemek lazım.
Günümüzde stressiz bir insan yoktur. Stres hayatımızda var. Biz bunları dengelemeye çalışmalıyız. stres zaten hayatımızda varsa bunu nasıl daha aza indirebiliriz bunu konuşmalıyız."   


Seda Didem Erken'i dinle

24.07.2012

Dünya Hali - 25 Temmuz 2012

Hollanda'da erken seçim 
ve Türkler...
Fransa'da Hollande ile başlayan, Almanya'da Kuzey Ren Vestfalya eyalet seçimlerinde geliyorum diyen değişim Hollanda'da da sandıktan çıkan oyları etkileyecek mi?
Hollanda bir bakıma Avrupa'nın göçmen ülkesi sıfatına en yaklaşan iki ülkesinden biri. Göçmen kökenli nüfusun yoğunluğu kendisini yaşamın her alanında hissettiriyor. Buna karşılık bir göçmen ülkesinden beklenmeyecek kadar da ırkçı tutumların yeşerebildiği ve siyasi hareketlerde kan ve can bulabildiği bir ülke.

Hollanda'da yaşayan Türkiye kökenli insanların da sorunları ve talepleri var. Almanya'da, Avusturya, Belçika veya Fransa'da olduğu gibi... Onlarca yıldır yaşadıkları, hayatlarını kazandıkları, kısaca ekmeğini yedikleri ülkede artık kendilerini kalıcı hissediyorlar. 
Bir insan kendisini bir yerde kalıcı hissetmeye başlayınca ne olur? Misafir artık ben misafir değilim, bu yaşadığım topraklar benim de vatanım demeye başladığında ne olur? Türkiye'de olsaydı bunun cevabı kolaydı. Türk halkı, devleti ve kurumları, madem ki sen kendini buralı hissediyorsun, buyur sana vatandaşlık, buyur sana Türk vatandaşlığının sağladığı haklar derdi ve diyor da.
Avrupa'da yaşayan Türkiye kökenli insanlar da bunu istiyor. Bunu istemekle kalmıyor olabilecek en demokratik yollardan haklı taleplerini dile getiriyor ve siyasi kurumlarda kendilerine yer buluyor.

Geçen Nisan ayında sağ azınlık hükümetinin düşmesi üzerine erken seçim kararı alınan Hollanda'da farklı partilerden 15 Türk kökenli aday da yarışacak. Kimisi 26., kimisi 27., kimisi 39. sırada olan bu adayların seçilmesi için tercihli oyların büyük önemi var.

Aklımıza takılan bazı soruları konuklarımıza sorduk. 

Dr. Veyis Güngör
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Hollanda Başkanı

Yayından:
"Tercihli oylara ihtiyaç var.
Siyasi katılımın istediğimiz oranda olduğunu söyleyemiyoruz.
Daha önce seçilen Türk adayların Türk toplumuna yüz çevirdikleri tespiti yapılıyor. Böyle olunca da tercihli oylarla seçilmeleri zor oluyor.
Sadece seçim zamanlarında değil uzun vadeli düşünmeleri gerekiyor.
Seçilen adayların dört yıl boyunca toplumlarıyla sürekli irtibat halinde olması gerekiyor.
Hollandalılar gibi Tünrk toplumu da ekonomik krizden etkileniyor. Krizle ciddi mücadee istiyorlar. Bu ülkenin ve bizim sorunumuz.
 Türklerin siyasete katılması çok önemli elbet, ama Hollandalı Türklerin siyasetin neresinde olacağına karar vermesi gerekiyor.
Siyasi partiler içindae etkinliğimizin arttırılması gerekiyor.
Türkler siyasete ilgi duyuyorlar bu doğru. Ama sadece seçim dönemlerinde ilgi göstermesinler.

Aynı zamanda siyasi kriz de yaşıyoruz, Hemen hemen her yıl bir seçim yaşıyoruz. Umut ediyorum önümüzdeki dönemde kurulan koalisyonlar uzun soluklu olur.
Türklerin ağırlığının siyasette hissedilmesi için adaylara ön sıralarda yer verilmesini istiyoruz.
200 bin oyun Hollanda'da kilit olabileceğini düşünüyorum.
Yaşanabilir bir Hollanda isteniyor. Sosyal refah devletine olan güven sarsılmış durumda. Bu güvensizlik ülkeye olan aidiyeti ve sadakati de sarsıyor.
Bu da mevcut yönetimin bizlere, müslümanlara karşı tutumundan kaynaklanıyor.
İşsizlik bizim için de bir sorun.
Sıcak gelişme var. İşçi partisi Başkanı açıklama yaptı. Eğer Yunanistan, İspanya'daki ülkelerdeki durum düzelmezse ırkçı partinin oy patlaması yapacağını düşünüyor. AB'nin Yunanistan ve İspanya'daki yardımlarını yanlış olduğunu, bu yardımların Hollanda'ya yapılması gerektiğini savunuyor."

Daha Fazlasını DİNLE: Veyis Güngör: Süre: 22'45"

Tunahan Kuzu
İşçi Partisi (PvdA) adayı
Rotterdam Belediye Meclisi Üyesi

Yayından:
"280 bin Türk seçmenden %35-40'ı oy kullanıyor.
Sağ parti ile sol parti oyları arasında çok az fark var.
Bu nedenle tercihli oylar büyük önem taşıyor.
Gelecek yıl göçün 50. yılını kutlayacağız.
Toplumuzu daha aktif olarak temsil etmemiz gerekiyor.
Hollanda'daki ana sorun, bizim toplumumzu da özellikle ilgilendiren konu işsizlik. Önceki hükümet 400 bin iş yaratacağını söyledi tam tersine 100 bin kişi işsiz kaldı.
Hollanda daha çok ihracattan yararlanan bir ülke. Dışarıdaki krizden etkileniyor.
En önemlisi 12 Eylül'de sandığa gidelim ve oyumuzu kullanalım."

Daha fazlasını DİNLE: Tunahan Kuzu: Süre: 10'
Huri Şahin
(GL) Yeşil Sol adayı

Yayından:
"Aslında 12 Eylül seçimleri bizim için bir şans. Irkçı partinin desteklediği hükümetin düşmesi Yeşil parti için olumlu oldu. Siyaset yerelde başlar düşüncesini destekmleyen bir siyasetçiyim. Belediye meclisi üyeliği yaptım.
Yaklaşık 15 Türk kökenli aday var. Diğer adayları da tebrik etmek gerekir.
Türk toplumu sohn yıllarda ekonomik krizden çok etkilendi.
Faslı ve Türk gençler aynı eğitimi alsalar da eğitim ve iş konusundaki fırsatlar aynı değil. Türk Toplumu bizi unutuyorsunuz diye sitem ediyorlar. Bu konuda haklılar. Ben daha fazla iletişim halinde olmak istiyorum.
İsterdik ki Türk adaylar daha seçilebilir yerlerden aday gösterilsin. Türk toplumundan isteğim, katılım gücümüzü göstermeliyiz. Siyasi partilere üye olduğunuzda adaylar konusunda daha fazla söz sahibi olabilirsiniz. Özellikle gençlerin kendi düşüncelerine yakın partilere üye olmalarını istiyorum.
Kadınların siyasi yaşama katılmaları çok önemli. Türkiye'de olduğu gibi Hollanda'da da düşük oranda.
Güçlü bir potansiyelimiz var. Birbirimizi ötekileştirmeden birlikte çalışmamız gerekiyor. Siyasetçiler, medya, sivil toplum ve girişimciler birlikte çalışmalıyız. Birlikten kuvvet doğar. Milletvekili olursam Türk toplumu için güçlü bir ses olacağım."
Daha fazlasını dinle: Huri Şahin: Süre: 10'

İlgili haberler:
Türk oyları en az 10 vekil çıkarır
Hollanda'da sosyalist iktidara doğru

20.07.2012

Bilim tutkusu ve Almanya’da 
bir Türk bilim adamı…
Bochum Üniversitesi Üstün Araştırmalar Ödülü, Gerhard Hess Bilim Ödülü ve Krupp Bilim Ödülü sahibi Ordinaryüs Prof. Dr. Onur Güntürkün
Geçirdiği hastalık nedeniyle bağlandığı tekerlekli sandalye Prof. Dr. Onur Güntürkün’ün bilim yolunda tutkulu yürüyüşünü engelleyemedi.

Prof. Onur Güntürkün’ün yaşamı, bilimin hangi koşullarda, nasıl yapabileceğinin, bilimsel ilerlemenin ve bilim geleneğinin nasıl gerçekleşebileceğinin, insana verilen değerin bilime giden yolları nasıl açtığının canlı bir örneği.

Prof. Dr. Onur Güntürkün
Bochum Ruhr Üniversitesi
Psikoloji Fakültesi
Biyopsikoloji Öğretim Üyesi
Yayından:
"Diyebilirim ki iki ülkenin de vatandaşıyım. Üç ülkem var, Türkiye, Almanya ve Beyin.
İki vatanın arasında köprü kurmak istiyorum. Aslında bu iki ülke birbirlerine hayli yakın.  Milyonlarca yaşayan köprümüz var. 
Bence beyin göçü geçici bir şey. Almanya da bundan korkuyordu. Şu anda ise görüldü ki aslında beyin göçü diye bir şey yok. Türkiye bu insanlar için yeterince yer ayırabilirise beyin göçü diye bir sorun kalmayacaktır.
Almanya'daki Türk toplumu işçi toplumu olarak görülüyor. Bu toplumdaki değişimi algılayamıyorlar.
Benim laboratuvarımda dünyanın 8 farklı ülkesinden insan var.
Türkiye'nin bir model sorunu var şu anda.
Uzun zaman içine kapanık olduğu dönemde model gelişmedi. Model kıtlığı sonraki nesil açısından da sorun yaratıyor.
Türkiye'de artık çok parlak modeller geliştiğini görüyoruz.
Alman çocukların da artık Türkçe öğrenip Türkiye'ye gitmeye başladıklarını görüyorum. Türkiye'nin de artık Avrupa'nın eşit bir üyesi olduğunu görüyoruz.
Beyinin düşünceyi nasıl ürettiğini öğrenmeye çalışıyorum. 12 milyar hücrenin faaliyetinden düşünce doğuyor. Bu aktivasyonun ilişkisini araştırıyorum. Beynin iki yarım küresi arasındaki farklı çalışmayı öğrendik. 
Beyin asimetrisinin nasıl oluştuğunu, anlamak istiyorum. Asimetri beynimizin en önemli özelliklerinden birisi.
Gençleri başka ülkelere göndermekten korkmayın. Onlar geri dönecekler. Bilim için altyapı yaratın 
Fakir Baykurt 'la tanıştım çok büyük bir onur bu Türkiye'de çok iyi yazarlar var. 
Beynin iki hareket noktaları var sağ , sol bunları araştırıyorum. Güvercinlerin beyni insan beyinlerine benziyor. Asimetrik beyni araştırıyorum. 1970 1980' li yıllarda beyin asimetrik olduğu anlaşılınca hayvan modelleri üretemiyorduk daha sonra bunlar gerçekleşti. Anatomide anladıklarımız ile fizyolojide anladıklarımızı birleştirmeye çalışıyoruz. İlk nisanı çok akıcı bir şekilde konuşabilmek için öğrenmeye 12 yaşında başlıyoruz. Ben ilk Türkçe konuştuktan sonra  Almanca konuşamıyorum beyinin bir değişime ihtiyacı gerekiyor kendini hazırlaması gerekiyor Almancaya.  Bilim geleceğimizin alt yapısıdır.


Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı

"Türkiye'ye anadile emek verenlerin listesini çıkarmıştık ve içlerinde Onur Hocamız da vardı. Kendisi ana dile bilimsel yaklaşan bir insan. kendisine çok teşekkür ediyorum.
Az konuşan, çok üreten birisi,.  Kendisinin de söylediği gibi Almanya'daki Türk toplumunun kabuk değiştirdiğini görmek istemiyorlar. Almanya'nın hemen her üniversitesinde çalışan bilim insanlarımız var.
Umarım bilim ataşelikleri kurulur ve bilim insanlarına kolayca ulaşmamızı sağlar."
Daha fazlasını dinle:
Kemal Yalçın
Prof. Dr. Onur Güntürkün’ün yaşam öyküsünü anlatan Bilim Tutkusu adlı kitabın yazarı

"Onur Güntürkün'ün yaşamı insana umut veren bir hayat.
Almanya'da alınacak başka ödül kalmadı. Sanırım yakın zamanda Nobel ödülü alan ilk Türk olacak 
Kitap Almanya ve Hollanda'da Yaşama Gücü adıyla yayınlandı.
Onur Bey adı gibi, dünyadaki onurumuzdur.
Onur Güntürkün aynı zamanda anadilin önemi konusunda da bilimsel araştırmalar yürütüyor. Anadil derslerinin devamında onun çalışmaları bize her yönden güç veriyor.
Bir bakıma Almanya'daki Türk bilim elçisidir. "
Daha fazlasını dinle:

Almanya'dan Sünnete yasal onay geliyor

Alman Meclisi'nden sünnete onay

Almanya'da Federal Meclis, Köln Eyalet Mahkemesi'nin 'adam yaralama' kapsamında suç olarak değerlendirdiği sünnete izin veren bir yasal düzenleme için onay verdi.

Hıristiyan Demokrat Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan hükümet partilerinin yanı sıra ana muhalefetteki Sosyal Demokratlar (SPD) ve Yeşiller de sünnetin yasallaşması için ilk onayı verdi. Sol Parti ise din hürriyetini teminat altına alan karara destek vermedi.

Dini nedenli sünneti yasal kılmayı amaçlayan yasanın bir an önce meclise sunulması için CDU/CSU, FDP, SPD olağanüstü genel kurulda söz konusu yasa tasarısının en geç sonbaharda meclise sunulması için Çarşamba günü talepte bulunmuştu. Federal Hükümete çağrıda bulunan parti gruplarının verdiği ortak önergede, sünnetin uzman doktor tarafından usulüne uygun ve çocuğa gereksiz acı çektirmeyecek şekilde yaptırılabilmesi esas alındı.
(Zaman 20.07.2012)

Alman halkı sünnetin yasaklanması konusunda bölündü

Almanya’da yapılan bir kamuoyu yoklaması, halkın sünnetin yasaklanıp yasaklanmaması konusunda bölünmüş olduğunu ortaya koydu.

Alman Haber Ajansı (DPA) tarafından yapılan kamuoyu yoklamasında, ankete katılanların yüzde 45’i sünnetin yasaklanmasından yana tutum alırken, yüzde 42’si ise yasağa karşı olduğunu, yüzde 13’ü ise konuyla ilgili bir görüşü olmadığını söyledi.

Ankete katılanların yüzde 33’ü, sünnetin yasaklanması yönünde alınacak bir kararın Almanya’nın uluslararası alandaki imajına zarar vereceğine inandığını ifade ederken, yüzde 55’i yasak kararının Almanya’nın imajına zarar vermeyeceği görüşünü dile getirdi



19.07.2012

Yabancı diploma teminatı

Yabancı diploma teminatı... 
İlk adım Kuzey Ren Vestfalya'dan geldi

Almanya dışında alınan yabancı diplomaların Almanya’da tanınmasını mümkün kılan yasa Nisan 2012’deFederal Parlamento tarafından çıkarılmıstı. Söz konusu yasanın eyaletlerde de uygulanabilmesi için eyaletlerin de ayrı ayrı özel yasa çıkarması gerekiyor. Bu bağlamda bir yasa tasarısı hazırlayan Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti Uyum Bakanlığı yasanın içeriğiyle ilgili bir tanıtım toplantısı düzenledi. 3 Temmuz 2012’de NRW Eyaleti Bakanlar Kurulu’ndan geçen ve yaz tatilinin ardından Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Parlamentosu’nda görüşülecek yasa, her şey planlandığı gibi olursa, Ocak 2013’te yürürlüğe girecek.

OCAK 2013’TE YÜRÜRLÜĞE GİRECEK

Yasa tasarısı hakkında basın mensupları ile bir araya gelen Kuzey Ren Vestfalya Uyum Bakanı Guntram Schneider tasarının 165 farklı meslek dalının eyalette tanınması ile ilgili düzenlemeleri kapsadığını dile getirdi. Bakan Schneider: “Eyaletimizdeki 80 bine yakın göçmen diplomaları tanınmadığı için mesleklerini yapamıyorlar. 2013’te yürürlüğe girecek ve federal yasanın da ilerisinde olan yasa ile bu sorunlar ortadan kalkacak. Almanya’nın uzman eleman açığının olduğu şu dönemde kalifiye olan göçmenlerin meslekleri dışında vasıfsız olarak çalışmalarına müsade edemeyiz. Eyaletimizdeki yabancı mühendislerin taksi şöförü olarak çalışmalarına göz yumamayız.“ dedi.

DİPLOMALAR ÜÇ AYDA TANINACAK

Üç ay gibi bir süre içerisinde tanınma işlemlerinin tamamlanacaği konusunda da garanti veren Bakan Schneider: „Bu konuda müracat sahipleri yalnız bırakılmayacak. Tanınma konusunda eyaletimizdeki 50 mesleki danışma merkezi müracaat sahiplerine danışmanlık hizmeti verecek. Tanınma için öngörülen 100-600 Euro arası ücret, eyaletimizde gelire göre belirlenecek. Eyaletimizde 165 meslek grubu için denklik imkanı tanınacak. Tanınma işlemi yapılırken diplomaların alındığı ülkedeki standartlar ile Almanya’daki standartlar da karşılaştırılacak. Bu karşılaştırmada eksik noktalar görülürse, o kişilerin gerekli kurs ve seminerlere gönderilerek bu açıklarını telafi etmeleri sağlanacak.“ şeklinde konuştu.


15.07.2012

Fransa'da yaşayan Türkler İstanbul seferine hazırlanıyor



Fransa'da yaşayan Türkler büyük İstanbul seferine hazırlanıyor

facebook'ta Fransa'da yaşayan Türkler grubunun iletisini olduğu gibi yayınlıyoruz:

BONJOUR, (MERHABA)

Merhabalar.

Şu anda İstanbul için bir gezi programı hazırlamaktayız.
Gezimizin amacı İstanbul'un tarihi ve turistik yerlerini gezip görmektir.
Turizm bakanlığının, Türk derneklerinin ve Türkçe öğretmenlerinin ortaklaşa gerçekleştirmiş oldugu bir gezi programıdır.
Gezimiz 29 ekim ile 8 Kasım arası olacaktır.
Gezimize sadece Türkler değil, herkes katılabilir.
Ayrıca gezimizle ilgili daha detaylı bilgi almak isteyen dernek veya kuruluşlar bize aşağıdaki mail adresinden ulaşabilir.
Gezimiz için Fransanın büyük bütün şehirlerinden uçaklar kalkacaktır. (Paris, lyon, mulhouse, toulouse, bordeaux, lille, marsilya etc.)
Şu anda programın detayları yapılmaktadır. En kısa dönemde bu detaylar bitirilip broşürler basılıp yayınlanacaktır.
Büyük katılım ve isteğin olduğu gezimiz için her bölgeden veya şehirden birer tane gönüllü seçmekteyiz.
Bu kişiler geziyi bulundukları çevrede tanıtacaktır.
Sizde bu konuda bizlere yardımcı olmak isterseniz yine aşağıdaki mail adresine CV nizi gönderiniz.
Ayrıca sizde kendi arkadaş listenize davetiye gönderiniz. Böylelikle herkes programdan haberdar olacaktır.
Unutmayınız ki bu program bütün herkese açıktır.
Bize ulaşabileceğiniz mail adresi : coursturcpartout@hotmail.com
Her türlü destek ve bilgi için şimdiden çok teşekkür ederiz.
------------------------------------------------------------------------------
Nous sommes en train de programmer un voyage à Istanbul.
Le but de notre séjour est de faire visiter les monuments historiques et touristiques d'Istanbul.
Il s'agit d'un programme réalisé en collaboration avec l'Office de Tourisme, les AssociationsTurques et avec les Professeurs de Turc.

Le voyage se déroulera du 29 octobre au 8 novembre 2012.
Le séjour n'est pas réservé qu'aux turcs mais est accessible à tous.
Par ailleurs, les associations ou groupements désirant avoir plus de détails sur le voyage peuvent nous joindre à l'adresse mail indiquée ci-dessous.
Pour ce voyage, les départs sont prévus de toutes les grandes villes (Paris, Lyon, Mulhouse, Toulouse, Bordeaux, Lille, Marseille,etc).
Les détails ont en train de se programmer en ce moment. Dès que possible, dès que le programme sera près, les brochures vont être éditées.
Pour ce voyage qui suscite beaucoup d'intérêt et de participation, nous choisissons un représentant de chaque région ou ville.
Ces personnes auront comme mission de présenter le voyage à leur entourage.
Si vous aussi vous voulez nous aider, vous pouvez envoyer votre CV au mail indiqué ci-dessous.
Si vous pourriez également envoyer une invitation à votre liste d'amis, nous vous en serions reconnaissant. De sorte que tout le monde soit au courant.
N'oubliez pas que ce programme est ouvert à tous.
L'adresse mail où vous pouvez nous joindre : coursturcpartout@hotmail.com
Nous vous remercions dès à présent pour tout soutien et information...

Sempozyum: Avrupa'da göç, İslam ve Çokkültürlülük

Avrupa'da göç, İslam ve Çokkültürlülük
Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen sempozyum 11-12 Nisan 2013 taraihinde Ankara'da


Ayrıntılı bilgi için tıklayın

Hak, Hukuk, Mevzuat

13.07.2012

Dünya Hali - 13 Temmuz 2012

Türkçe öğretim seminerinin değerlendirmesi


Sefa Tunç,  Mete Atay, Özlem Dönmez, Yücel Tuna
İsveç’te Türk toplumunun anadil eğitimiyle ilgili sorunları

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Rize’de düzenlenen Türkçe öğretim seminerinin değerlendirmesi
Programın kaydını dinlemek için sayfa altındaki bağlantılara tıklayın:

Özlem DÖNMEZ
Milli Eğitim Bakanlığı
Avrupa Birliği ve Dış ilişkiler Genel Müdürlüğü
Temsilcisi


Seminer programını oluştururken öğretmenlerin Türkçe öğretimi, Türkçe derslerinin geleceğini düşündük.
Eğitim veren öğretim üyeleri ve yurtdışından katılanların iletişimi çok güzel şeyler öğrendik.
Sorunlar tespit edildi. Bir sonraki program için ne tür bir program isterlerdi diye sorduk.
İçerik daha da zenginleştirilecek. Bu konudaki önerileri, sorunları toparladık. Aynı zamanda ülkemizdeki başka kuruluşlarla işbirliğine gidebiliriz.
Seminer sonucunda vereceğimiz raporlara bağlı olarak diğer birimlerin görüşlerine sunacağız. Belki daha sonra yurtdışındaki öğretmenlerle iletişime geçeceklerdir.
Bir şekilde Türkçe'nin peşine düştük. Sürekliliğin sağlanması gerekiyor.
Yurtdışından öğretmenlerimizin projeleri bize ulaştığında gerekli girişimlerde bulunacağız.

Sefa Tunç (İsveç)
Öğretmen 


"Anadil dersleri seçmeli ve ders saatleri dışında, yani okul saatleri dışında yapılıyor.
En az 6 kişilik bir sınır var ama sorumlular bu konuda hoşgörü ile karşılıyorlar.


Eğitimde doğal ortamı sağlayamıyoruz.
Materyaller yeterli değil.
Bütçe anlamında bir yıl boyunca 10 Euro'luk bir bütçe var.
Ailelerin ilgisinin son zamanlarda arttığını görüyoruz.
Türklerin yaşam standartları diğer toplumlarla aynı, son zamanlarda bunu yükseltmeye çalışıyoruz.
Upsala Üniversitesinde Türkçe anadil eğitimi bölümü açıldı. Henüz mezun vermedi.
Türkler genelde büyük şehirlerde toplanmış durumda


Yücel Tuna
Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu Başkanı 

"Belli eyaletlerde uygulamalar var. Belli yayınevlerinde ders materyalleri basılıyor.
Avrupa'yı kapsayan bir örgütlenme konusunda fikir jimnastiği yapıyoruz.
Federasyon olarak örgütler arasında ilişkileri sağlamaya, düzenlemeye çalışıyoruz. Uygulamaların olumlu örneklerini diğer eyaletlere yansıtmaya çalışıyoruz.
Türkçe derslerini çok dillilik bağlamında ele almaya başladık.
Genel doğrular dışında biraz daha özel alanlarda çalışma gereksinimi ortaya çıktı.


Türk çocuklarına Türkçe bilen olarak değil, yabancı dil gibi, az bilen biri gibi öğretmeye yönelik metot geliştirmeye ihtiyaç var.
Türkiye'den gönderilen öğretmenlere bel bağlanmamalı.
Türk dilinin yurtdışında yaşaması amaç ise Türk çocuklarının eğitim fakültelerine yönlendirilmesi sağlanabilir.

Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı


"Örgütlenme konusunda görüşüyoruz.
Bugüne kadar yaptığımız projelerden diğer arkadaşlardan haberi olmuyordu. Çalışmaların daha geniş kitlelere yayılması için her şeyden önce iletişim konusundaki eksikliğimizi gidermemiz ve örgütlenmemiz gerekiyor.
Konsolosluk öğretmenleri, mahalden atananlar, bir de ev sahibi ülkede yetişen öğretmenler vardı, bu seminerde dördüncü bir öğretmen tipi olduğunu öğrendik. Bunlar da veli inisiyatifiyle özel olarak çalışan öğretmenler.


Bir web sitesi oluşturmayı kararlaştırdık. Bir anadil çalıştayı ile iletişimi güçlendirmeyi düşünüyoruz.
Şimdiye kadar hep Türkiye'deki uzmanları görüyorduk, bundan sonra Avrupa'da yetişen bilim insanlarını da seminerlere çağırmayı düşünüyoruz.

Prof. Dr. İsmail GÜVEN
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi


"Seçimlik dersler için kota var mı?
Ailelerin Türkçe derslerine yaklaşımı nasıl?
Almanya Türkçe öğretimi konusunda bir merkez olabilir mi?
Sivil toplum çalışmaları bu konuda neler yapabilir?
Almanya'daki Türk politikacıların çok-dilliliğe bakışı?
İsveç'te öğretmen durumu
atamaları
Sürekliliği sağlamak için ne yapılacak?

Yrd. Doç. Dr. Cem Babadoğan
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi


Türklerin yaşam sktandartları?
Tüm İsveçte durum aynı mıdır
Bu sorunlara karşılık yeni çözümler geliştirilmesi yararlı olur.
Almanyayı göz ardı ekmemek gerek.
Almanya'nın olanakları kullanılarak daha geniş coğrafyaya yönelik çalışmak gerek.


Birinci Bölümü dinle:
İkinci Bölümü dinle:

10.07.2012

Dünya Hali - 11 Temmuz 2012

Danimarka ve İngiltere'de Türkçe öğretimi ve sorunlar


Sevinç Çağlar (İngiltere)
Öğretmen


Yayından:
"Gönüllü eğitim kuruluşları İngiliz okullarını kiralıyor. Devlet tarafından desteklenmiyor. Maddi zorluklarla karşılaşıyoruz. Türkiye'den öğretmen arkadaşların gelmesi sevindirici. Ama yeterli değil.
Hala Türk okullarının varlığını bilmeyen çok vatandaşımız var. Türkiye'de gelen öğretmen arkadaşlarımız var çok sevindirici ama hala yeterli değil. Londra'da eğitim vermek için vatandaşlara ulaşmak istiyoruz. Türk okullarının varlığını bilseler de gönderemiyorlar , çünkü okullar da biraz uzak kalıyor. Kendi bölgelerine de uzak düşüyor. Çok ta istekli velilerimiz var. Kurumsallaşmalı. Türk okulu diye kiralanmalı. İngiltere ' deki okulları kiralasak bile hiç bir şey kullanamıyoruz. Irkçılık yapıyorlar. Bize yapmadığımız suçları yüklemeye çalışıyorlar. Çözüm önerilerinde bulundu herkes ama her ülkenin farklı farklı sorunları var. Böyle olunca da çözümlerimizde farklı , farklı da olacak. Burada ki seminer çok faydalı oldu donanımlı şekilde gideceğiz çok teşekkür ediyoruz.''


Faruk Çeliker (Danimarka)
Öğretmen

Yayından:
"Türkçe anadil eğitiminin verilmesini belediyeler düzenliyor. Başta zorunluydu ama şimdi belediyelere bıraktılar saatlerimiz çok düştü. Danimarka'da çok verimli derslerimiz geçiyor.Hem Türkiye'den gelen hem de Danimarka'dan kitaplarımız görülüyor. Türklerin yoğun yaşadıkları yerlerde Türkçe dersleri var ayrıca durumu iyi olanlar da zaten özel imkanlara dayanarak okutabiliyor. Danimarkalı vatandaşların Türklere bakış açıları değişti ve çok ilgili oldular. Türkçe'nin 2. dil olarak eğitimde seçilmesini sağladık. İlk iki yıl güzel gitti fakat öğrenci azalınca seçmeli ders olarak devam ediyor. Geçen yıl eğitim konusunda Türkçe eğitimi kapansın diye eylem yapıldı.  Şu an da kritik durumda. 
Çok yeni metotları öğrendik. Çok verimli geçti bir hayli mutluyum. Yeni seminer düzenlenirse çok faydalı olacaktır.'' 


Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı

Yayından:
" Artık Alman çocukları da , Türk çocukları da hem Türkçe öğreniyorlar. Bir kültür dili olarak bir yaşam tarzı olarak verilmesini istiyoruz. İngiltere burada ki 7 ülke içerisinden en olumsuz ülke aslında 150 bin Türk yaşıyor hiç azımsanacak bir rakam değil yetkililere bildirilmesini istiyoruz. 
Şöyle bir yargı Türk hükumeti buradaki eğitim için bir şey yapmıyorlar diye bir düşünce var ama Türk hükumeti bunlar için uğraşıyor. Burada ki dostluklar konusunda da çok güzel oldu ve çok mutlu olduk. Karşılaştırmalı diller iki dilde gösteriyoruz hem Türkçe , hem Almanca olarak diğer dilleri de düşünüyoruz.''


Yrd. Doç. Dr. Cem Babadoğan
Ankara Üniversitesi 
Eğitim Bilimleri Fakültesi
Öğretim Üyesi


Yayından:
"Bildiğim kadarıyla İngiltere'de 150 bin kadar Türk yaşıyor. Londra'da eğitim almaya hazır olan Türk sayısı ne kadar? '' 
Daha fazlasını dinle: Sevinç Çağlar, Faruk Çeliker, Mete Atay, Cem Babadoğan


..........................................
Viyana Hristiyan-İslam yaz okulu ve yeni yolculuklar


Prof. Dr. Mualla Selçuk 
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 
Din Bilimleri Bölümü
Din Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi


Mualla Selçuk, İpek Erdem
Yayından:
"İlk bir hafta "Introduction to Islam - İslam'a giriş"dersi verdim. Son iki kursa katıldım. Çok farklı bir başlangıç noktası var. Üniversite öğrencileri farklı alanlardan olabiliyor. Kendini ve ötekini tanıma konusunda bilgilenme amacı var. Aynı dünyayı paylaşan insanların inançlarını da tanımamıza yardımcı oluyor.
Sizin için de yeni şeyler öğrenme şansı var. İşin bereketi burada. birlikte yaşama tecrübesi. Hayatın kendisi bir diyalog. Tanrının en önem verdiği konu, kendini bilme. 
İnsanın var olma serüveninde birlikteliği tatması çok önemli. Çatışmaların barışa dönmesi için canlı insan örnekleri gerekiyor. 
Güzel lanı, benden sonra İslam'la ilgili konuşacak olan Endonezyalı başka bir bayan arkadaşımız da İslam'daki çoğulculuğu anlatacak. Yollar farklı olsa da hedef aynı. Ben böyle bir tecrübe yaşamış olmaktan memnunum. Bunlar bize uyan örnekler.
Bir Gana'lı kız vardı. Vize alabilmek için kendi memleketinden uzak bir yerde üç hafta beklediğini söyledi. Zor olmadı mı diye sorduğumda, bir yere ulaşmak için yola çıktığınızda tanrı sizi oraya ulaştırır dedi.


Kendimize açılma, ötekine açılma yolculuğumuz
Mualla Seçuk
Yüce Allah diyor ki, ben sizi ellerimle yarattım. Rum Sureti 22. ayet, Rent-klerinizin farklı olması benim isteğimle. Bilenler bunu ancak işaret olarak alır. Bu yolculuğun tanrının kitabı ve peygamberiyle nasıl şekillendiğini anlatmaya çalıştım.


Ehl-i kitap


Kur'anı Kerim Musevilik ve Hristiyanlık için ehl-i kitap "kitap sahipleri" der. İslamın bu anlamdaki kuşatıcı mesajının çok önemli yol gösterici ifadeler içerdiğini öğrencilerim fark etti.
Sadece Hristiyan, Müslüman olmanın değil insan olmanın önemli olduğunu öğrendik.
Yurt dışında çok başarılı gençlerimiz var. yolculuklarında başarılar diliyorum. Barış için çalışmaya değer."


Daha fazlasını dinle: Mualla Selçuk-Cem Babadoğan


Programın tamamını dinle:


İlgili kayıtlar:
Din öğretimi ve önemi
Dünya kadın liderler çalıştayı
Mualla selçuk'un yayınları:
Not only learning, but learning to be
Viyana Uluslararası Hristiyan-İslam Yaz Okulu