6.08.2012

Dünya Hali - 06 Ağustos 2012

"Kaçkarlar'dan Berlin'e, 
Bir Eğitim Gönüllüsünün Yaşam Öyküsü"

Ali Uzun

- Yurt içinde ve yurt dışında 46 yıl süreyle hizmet yapmış olan bir eğitim gönüllüsünün yaşam öyküsünde yazar Ali Uzun yakın tarihimizin son altmış yılını, yurt içi ve yurt dışı tecrübesi olan bir eğitimci ve yazar olarak eleştirel bir gözle ele alıyor, kendi yaşamına paralel olarak başta eğitim olmak üzere sosyal, kültürel, ekonomik ve yönetim alanlarındaki problemlerimizi dile getiriyor.
- Söz konusu problemlerle ilgili olarak yaşananlar, mücadeleler, elde etmiş olduğu başarılar.
- Avrupa’ya göç eden birinci ve ikinci kuşağın karşılaşmış oldukları sorunlar.
- Halk – aydın çelişkisini nasıl aştı?
Halkla bütünleşen aydınlar neler yapabilir?
- Türk ve Alman toplumlarında ve eğitim sistemlerindeki farklılıklar.
 


 Yayından:
"Kitabım da 60 yıllık birikimimi, tecrübemi insanlara ulaştırmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Avrupa'ya iş gücü göçünün tanığıyım. Eğitimci olarak onların karşılaştığı bütün problemlerin tanığıyım. Ve kitabımda bu olaylardan bahsediyorum.
30 Kasım 1976 yılında Berlin'e gönderildim. Orada eğitim müşavirliğini kurmakla görevlendirilmiştim. Türkiye'den 54 Türk Kültürü öğretmeni getirdim. Orada bulunan işçi kardeşlerimizin çocuklarına anadillerini geliştirme fırsatı sağladım.
Almanya'ya ilk gidenler biraz kalifiye elemanlardı. Ardından gelenlerin çoğu kırsal toplumdan gelmişler bu yüzden geldikleri zaman endüstriyel toplumda uyum sorunu çektiler. Ancak sabrettiler. Ve bugünkü nesle zemin hazırladılar. İşçi olarak geldiler, insan oldukları sonradan fark edildi.
Almanya'da ki Türk gençlerinin gittikçe durumlarının iyileştiğini gözlemliyoruz. Bu konuda herkese özellikle de anne babaya çok büyük görevler düşüyor. Anne babaların belli ölçüde aydınlatılması için de sivil toplum kuruluşlarının seferber olmaları gerekiyor. Bir taraftan oradaki kültürel, ekonomik, siyasal alanda gelişmelerini sağlamak gerekiyor.
Halk ve aydın çelişkisi çatışmalı bir konudur. Aydınlar eğitimlerinden sonra çoğunlukla doğdukları yere yabancılaşıyorlar. Doğdukları yerden uzaklaşmaları ve yabancılaşmaları o bölgeye yardımcı olabilmelerini engelliyor."


Daha fazlasını dinlemek için: Ali Uzun


Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı


Almanya’da eğitim ve kültür ataşelikleri ve işlevler
 
Ataşeliklerin daha iyi işlemesi için yapılabilecekler

Yayından:
"Eğitim ataşelikleri konusunu seçmemin bir sebebi bu ataşeliklerin hafife alınmasıdır. Esasında işlevleri bilinirse önemi anlaşılır diye düşünüyorum. Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim sistemini Almanya'da ki eğitimcilere tanıtmakla yükümlüdür. Ve şu anda boş olması oradaki eğitimcilerin muhattap bulamaması sorununu oluşturur.
Eğitim ataşeliği demek öğrenci müfettişliği demektir. Almanya'da eğitim ataşeliğinin olmaması oradaki öğrencilerimizi zor durumda bırakmaktadır.
Eğitim ataşeliğinin oradaki veli dernekleri, öğretmen dernekleri, sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim içerisinde olması gerekiyor.
Bazı durumlarda eğitim ataşeliğinin görevleri maalesef küçümseniyor. Bu çok yanlıştır. Her bölgedeki eğitim sistemi incelenip Türkiye'ye iletilirse ve hepsi Türkiye'de birleştirilirse eğitim alanında ulaşılmak istenilen reformlara daha kolay ulaşılır."



 Daha fazlasını dinlemek için: Mete Atay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder