Hollanda Türk toplumunun siyasete, siyasetçiye bakışı
Demokratik katılım konusundaki durumu
Turan YAZIR
CDA adayı
Yayından:
"Öğrencilik yıllarımda siyasi bilgilerim arttı. Kendime en uygun gördüğüm Hristiyan Demokrat Partisi oldu ve üye oldum. Böylece siyasi hayatım başlamış oldu.
2010 yılı seçimlerinde Rotterdam Feijenoord belediye başkan yardımcısı oldum. Ve hala bu görevde devam ediyorum. Partim, benim milletvekili olarak devam etmemi istedi. Şu anda ise 24.sıradan adayım.
Seçim anketlerinin sonuçlarında sosyalist parti ve liberaller yarışıyorlar. Ancak partiler seçim kampanyalarına yeni başladılar. Kampanyalara göre değişiklik olabilir ancak çok fazla değişiklik olacağını sanmıyorum. Wilders, hükümeti sadece ekonomik anlamda etkileyebilmiştir.
Aile bizim için çok önemlidir. Tasarruf paketlerinde onlar için en iyisini yapmaya çalışmalıyız. İş alanında ciddi bir şekilde reform yapılması gerekiyor. Bunların hepsini yaparken topluma ihtiyacımız vardır.
Avrupa'da ırkçılık gittikçe artıyor. Bu hususta ciddi bir reform yapılması gerekiyor. Biz CDA olarak ayrıştırıcı değil birleştirici bir rol oynamayı hedefliyoruz.
Türklerin kesinlikle sandığa gitmeleri gerekiyor. Medya da bu hususta çok önemli bir unsurdur. Sosyal toplum örgütleri de önemli bir rol oynuyor. Bu yollarla halkımızın bilinçlenmesini ve oy kullanmalarını sağlayabiliriz."
Daha fazlası için: Turan Yazır'ı dinle
Saadet KARABULUT
Sosyalist Parti adayı
Yayından:
" 6 yıldan beri sosyalist parti tarafından milletvekiliyim.
Anketlerde durumumuz iyi görünüyor. Ancak bu değerlendirmelerden önce son yıllara bakmak gerekiyor. 1980'lerden sonra Hollanda'da 'sosyal' anlamı gittikçe yıkılmaya başladı. Kamular özelleştirildi. Toplumun belli kesimi düşük bir maaşla çalışmaya başladı. Böylelikle yoksullaşma baş gösterdi.
Hollanda'da Liberaller, PvDa, CDA vardı. PvDa dediğimiz, aşırı sağ hükümet tarafından destek buldu. PvDa çok sert bir hükümet paketi kurdu. Sonuçta PvDa desteğini çektikten sonra yeni bir durum ortaya çıktı. Bu da seçimlerin erkene alınmasına sebep oldu.
PvDa elini çekti. Ve hükümeti eleştiren diğer partiler yeni kısıtlama paketleri hazırladı. Bu paketlerin içinde vergilerin yükselmesi, çıktıların kolaylaştırılması, sağlıkta kendi ödeneklerin yükselmesi gibi insanların hayatını doğrudan etkileyen, derinleştiren paketler çıkartıldı.
Diğer Avrupa ülkelerinde de olduğu gibi 'krizi nasıl geçireceğiz' diye düşünülüyor.
12 eylül seçimleri çok önemli. Halkın büyük bölümünün alışılagelmiş politikalardan sıkıldığını; iş, sağlık ve çocukların geleceğinden tedirgin olduğunu; değişim istediğini bize anket sonuçları gösteriyor.
Sosyalist parti olarak sağ partilerin getirdiği yıkıcı durumları tekrar ele alıp yapılandırmak istiyoruz.
Sosyalist parti olarak sistemi iyileştirmeye, kamu sektörünü geliştirmeye öncelik vererek yeni sosyal sistemi kurmaya çalışıyoruz. İnsanlara daha fazla 'güvencelik' gerekmektedir. Bunu sağlamaya çalışacağız."
Daha fazlası için: Saadet Karabulut'u dinle
Can ÜNVER
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı
Yayından:
"Bu hafta anketlerin en önemli gelişmesi sosyalist partinin oylarının artması olarak görülüyor.
Hollanda'da 12 eylül seçimlerinden hemen sonra güçlü bir hükümet kurulması beklentisi var. Hemen sonrasında da o güçlü hükümetin yeni bir reform paketi hazırlaması beklentisi var. Çünkü ekonomik göstergeler çok da iyi değil.
1980'lerden itibaren küreselleşmenin dayatması olan neoliberal düzen, çok fazla sosyal kazanımlardan vazgeçilmesini istedi. Büyük ölçüde de etkili oldu.
Ancak son dönemlerde Avrupa'daki insanların sosyal bakımdan zayıflamaya karşı, ırkçılığa karşı tepkilerinin sertleştiğini görüyoruz. Hollanda özelinde de Wilders gibi rahatsızlık veren ırkçılar var. Bunun önünün kesilmesi lazım. Dolayısıyla bu seçimler sadece Hollanda için değil Avrupa açısından da önemlidir."
Daha fazlası için: Can Ünver'i dinle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder