27.02.2013

Dünya Hali - 27 Şubat 2013


Kalmak mı zor, dönmek mi? – 3
Belçika’da misafirlikten kalıcı yerleşme aşamasında Türk vatandaşlarının Türkiye’ye dönüşleriyle ilgili sorunlar
Dönüşün psikolojisi
Dönmek kararı almak ne anlama geliyor?
Belçika’da yaşayan Türk vatandaşları için dönüş ne kadar güçlü bir seçenek?
İkinci vatanda kalmayı zorlaştıran faktörler?
Belçika’da bulunuş uzun bir misafirlik mi, yerleşikliğe geçiş mi?
Dönmek isteyenlerin dönme nedenleri?
Kalmak isteyenlerin kalma nedenleri?
Dönenler için Türkiye cennet mi?
Belçika’ya yerleşenler için dönmek düşüncesi tamamen sona eriyor mu?


Birsen Taşpınar/Berchem-Belçika
Psikolog

Yayından:
"Şuan ben Türkiye'de geçici bir süre kaldığım için buradan bakıldığında dönüş sayılıyor.
Psikolojik bilim dalında biz buna tersine göç diyoruz.
Dünyanın her tarafında göç her zaman bir bölgeden bir bölgeye insanın daha kaliteli yaşaması için bir girişimdir.

Belçika'da da şu anda daha yoğunlaşmaya başladı tersine göç.
Göç evliliği yapıp da orada bir süre evliliğini sürdüren ve daha sonra Türkiye'ye kesin dönüş yapan insanlar var.
Ayrılıp tekrar hayatını burada sürdürmeye karar veren insanlar var.
3. ve 4. nesil çok ilginç bir grup aslında. Çünkü göç evliliği yapan insanlar burada büyümüş olabilirler ve Türkiyeyi daha iyi bilirler. Çocukluk eğitimlerini alıp buradan gitmişlerdir bir çoğu.
3. ve 4. nesilde böyle bir şeyin olması Avrupalıların baya bir ilgisini çekmeye başladı.
O grubu araştırmaya başladılar.
Vatandaşlarımızın bir kısmı 3. 4. sınıf muamelesi gördükleri için, ırkçılığa karşı tavrını ortaya koyarak Türkiye'ye dönüş yaptılar.
Burada neyim var neyim yok satayım Türkiye'ye kesin dönüş yapayım diyen bir grup var.
Geçici süre geri dönüş yapan bir grup var.
Birde zorunlu geri dönüş yapan grup var."


Rıfat Can/Belçika
Belçika Türk Dernekleri Birliği Başkanı

Yayından:
"Belçika'da sayıları çok büyük olmasa da tersine dönüş döneminin başladığını görüyoruz.
Türkiye şartlarının iyileşmesinden dolayı burada umduğunu bulamayan vatandaşlarımız Türkiye'de yatırım yapmak istiyorlar.
Ayrıca eğitimini burada tamamlamış Türkiye'de daha çok katkı sağlayabileceğini düşünen, iş sahası bulabileceğine inanan gençler ve eğitimciler olduğunu da görüyoruz.
Buraya gelmiş hayal kırıklığına uğramış, umduğunu bulamayıp geri dönen vatandaşlarımız da var.
Bunların sayısı çok miktarda değil ama insanlarımızın Türkiye'ye olan bağlılığını ve Türkiye'nin daha gelişmiş olduğunu görebiliyoruz.
Diğer Avrupa ülkeleriyle Belçikayı kıyaslayacak olursak, Belçika'da çifte vatandaşlık verilmiş olmasından dolayı buradaki vatandaşlarımız Belçika vatandaşlığına geçmiş bulunmaktalar.
İstediği zaman istedikleri yerlere burada ki haklarını koruyarak gitme ve uzun süre kalma hakları var.
Bu da buradaki kesin dönüşü etkilemiş, azaltmış oluyor."

Dr. Can Ünver 
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı

Yayından:
"Çifte vatandaşlığa sahip olmak çok büyük bir avantaj.
Bu avantajdan geniş biçimde yararlanmak lazım.
Daha iyi koşullara ulaşmak ve yaşam standartlarını geliştirmek için bu avantajdan yararlanılıyor.
Bunların sayısında da önemli artış var.
Sayı konusu da aslında tartışmalı. Çünkü bununla ilgili güvenilir bir istatistik yok elimizde maalesef.
Ben akademik araştırmaların çok yetersiz olduğu kanaatini taşıyorum.
Daha sağlıklı öngörülerde bulunabilmek için bunların araştırılması lazım.

Yurt dışından buraya gelen vatandaşlarımız ya da soydaşlarımız için Türkiye'de onları yönlendirecek bir kurum yok.
Ne devlet kurumları ne sivil toplum kuruluşları tarafından bir mekanizma oluşturulabilmiş değil.
Onların hem bireysel olarak çıkarlarını düşünen hem Türk toplumuna olacak katkılarını düşünen bir mekanizmanın oluşması gerektiğini düşünüyorum."


Doç. Dr. Murat Erdoğan
Hacettepe Üniversitesi
Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü

Yayından:
"Türkiye kendini geliştirdikçe, daha yaşanılır bir hale geldikçe, insanlar ekonomik açıdan kendilerine daha iyi imkanlar bulabildikçe, demokrasi ve insan hakları alanında gelişmeler oldukça insanlar tabi ki kendi ülkelerini tercih ederler.
Gerçekten güzel bir ülkemiz var. İnanılmaz doğası olan, tüm mevsimleri bir arada yaşayan, insanların büyük ölçüde insanlıklarını koruduğu ve insanlık temasının önemli olduğu bir ülke Türkiye.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sıkıntılarından biri sokaklarda kimsenin olmamasıdır. Niye yok derler, bunu garipserler.
Aile ilişkilerinde, dostluk ilişkilerinde belirli sınırlar vardır bunu algılamakta zorlanırlar.
Dolayısı ile Türkiye'nin böyle bir çekicilik alanı var.
İnsanlar bir değerlendirme yapıyorlar ve bunun sonucunda rasyonel bir sonuca ulaşıyorlar.
Ben Türkiye'de de işler yapabilirim. Yaşadığım ülkenin dilini öğrendim, öğrendiğim dillerle kendini dışarıya açan bir Türkiye'de iş bulabilirim diye düşünüyor insanlar.
Hem para kazanırım hem Türkiye'de yaşarım düşüncesindeler.
Bu çok güzel bir şey."


19.02.2013

Dünya Hali - 20 Şubat 2012

Kalmak mı zor, dönmek mi? – 2 
Avrupa’da misafirlikten kalıcı yerleşme aşamasında Türk vatandaşlarının Türkiye’ye dönüşleriyle ilgili sorunlar


· Fransa ve Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşları için dönüş ne kadar güçlü bir seçenek?
· İkinci vatanda kalmayı zorlaştıran faktörler?
· Hollanda bulunuş uzun bir misafirlik mi, yerleşikliğe geçiş mi?
· Dönmek isteyenlerin dönme nedenleri?
· Kalmak isteyenlerin kalma nedenleri?
· Dönenler için Türkiye cennet mi?
· Hollanda’ya yerleşenler için dönmek düşüncesi tamamen sona eriyor mu?
Veysel Filiz

Veysel Filiz
Avrupa Müslüman Girişimi Sözcüsü
(Ankara TRT Türkiye'nin Sesi stüdyosunda)

Yayından:

"Bizler gurbetliği tam manasıyla yaşamış kitleleriz.
Yalnızlıkları, iletişimsizlikleri, uzaklığın ne olduğunu tam anlamıyla yaşadık.
Biz uzaklarda kaldık, ailelerimizden yakınlarımızdan koptuk, yakınlarımızı kaybettik cenazesine gidemedik.
Şen şakrak gülerek eğlenerek geçen bir tarih değil gurbetlik tarihi.
Biz Avrupa’dakiler artık gurbetliği üzerimizden sildik, artık Avrupalı Türkler olarak orada kaldık.
Oradaki kimliklerimizle yeni bir hayatı, önümüze bakarak yaşamamız gerektiğini düşünerek, şimdi güçlü kimlikler olmaya çalışıyoruz.
Bizlerden, Avrupalı Türklerden bahsedilirken göçmen değil tamamen oranın yurttaşları olduğumuzu görmemiz gerektiğini düşünüyoruz."



Ahmet Azdural
Ahmet Azdural 
Hollanda Türkler İçin Danışma Kurulu

Yayından:
"Geri dönüş olayı ya da geri dönüş duygusu göç olgusunun temelinde yatan unsurlardan birisidir.
İnsanlar daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için, bir yerden bir başka yere göç ettiklerinde ilk amaç, kısa bir süre sonra yeterli para kazanıp geldiği ülkeye geri dönmektir. 
Yani kendi geleceğini hazırlamak için göç eder insanlar.
Bu geri dönme düşüncesi her zaman var olmasına rağmen uygulamada büyük ölçüde gerçekleşmemektedir.
Çünkü insanlar yeni yaşadığı ülkede hızlı çalışmak, para kazanmak istiyor ancak bu istem kısa bir sürede gerçekleşmiyor.
Yıllar uzadıkça çocuklar oluyor, çocuklar o ülkede büyüyor , çocuklar büyüdükten sonra da geldiği ülkeye geri dönmek büyük ölçüde mümkün olmuyor."


Dr. Can Ünver
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı
(Ankara TRT Türkiye'nin Sesi stüdyosunda)

Yayından:

"Göçmen sıfatı taşıyan insanların çok çelişkili bir hayatı oldu.
Yavaş yavaş yerleşik hale geçtik. Bu yerleşik hale geçmek yalnız sayılarla değil zihinde de yerleşmeye başladı.

Avrupa’da doğup büyüyüp, öğrenim görüp, mesleki nitelik kazandıktan

sonra Türkiye’ye gelip Türkiye’ye yerleşmeyi tercih eden bir kitle var son dönemde.
Türkiye’ye gelip yaşamak isteyen gençlerle mülakatlar yapıldı.
Mülakatlarda sorulan sorular hep aynı.
Türkiye’ye gelmekten memnun musunuz ?
Çok memnunuz.
Dönmeyi düşünüyor musunuz ?
Hayır.
Ama bunu bilemeyiz. Koşullar çok çabuk değişiyor.
Bunu ancak ilerleyen yıllarda görebiliriz."



DİNLE: Veysel Filiz, Ahmet Azdural, Can Ünver 1. Bölüm Süre: 20'
DİNLE: Veysel Filiz, Ahmet Azdural, Can Ünver 1. Bölüm Süre: 26'

15.02.2013

Müslümanlarla diyaloga katkı

(©picture alliance / dpa)

Entegrasyon bir kilometre taşı: Münster'de İslam İlahiyatı Merkezi açıldı. Burada Almanya'daki İslam dini dersleri için öğretmenler yetiştirilecek, ama cami imamları da yetiştirilecek. Münster/Osnabrück Üniversitesi yetkililerinin verdiği bilgilere göre İslam Dini Öğretisi bölümünün öğrenci kontenjanı başlangıçta 120 olacak. Bu alanın öğretmenlerine özellikle Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde ihtiyaç duyuluyor. Bu eyalet 2012/13 öğrenim yılıyla birlikte İslam dini derslerini başlattı. Toplam 700.000 Müslüman öğrenci düşünüldüğünde ve bu uygulama 16 eyalete de yayıldığında bugünkü koşullara göre 2000 öğretmene ihtiyaç olacak. Federal Hükumet Münster/Osnabrück, Frankfurt/Gießen, Nürnberg/Erlangen ve Tübingen'deki toplam dört merkezi destekleyerek Almanya'da İslam ilahiyatının gelişimine ve entegrasyona katkıyı amaçlıyor. Almanya'da yaklaşık dört milyon Müslüman yaşıyor.
Kaynak: Almanya'nın Türkiye'deki Temsilciliklerinin Haber Bülteni ŞUBAT-01-2013
Almanya'da Müslümanlarla diyaloga katkı

13.02.2013

Dünya Hali - 13 Şubat 2013

Kalmak mı zor, dönmek mi?



Almanya’ya giden Türk vatandaşlarının Türkiye’ye dönüşleriyle ilgili sorunlar

·         İkinci vatanda kalmak mı zor, anavatana dönmek mi?
·         Almanya’da bulunuş uzun bir misafirlik mi, yerleşikliğe geçiş mi?
·         Dönmek isteyenlerin dönme nedenleri?
·         Kalmak isteyenlerin kalma nedenleri?
·         Dönenler için Türkiye cennet mi?
·         Almanya’ya yerleşenler için dönmek düşüncesi tamamen sona eriyor mu?

Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı

Yayından:

"Bu evrensel alanda göçler giderken planlı programlı oluyor. Gidiş bileti alınıyor ama dönüş biletleri açık oluyor.
İbre nereyi gösteriyor diye sorarsanız bence Almanya’yı gösteriyor.
İnsanlarımızın büyük bölümü Almanya’da kalmak zorundalar.
Bunun değişik nedenleri var.

Göçün değişik nedenleri var.
Göç ilk gelen insanların gönüllerinde taşıdıkları hayal ettikleri bir istekti.
Buradaki bütün fedakarlıklarını hep bu göçün sonundaki emekleri için ya da dönüşleri için saklıyorlardı.
Ama zaman içerisinde bu böyle olmadı.
Bu göç alan ve göç veren ülkelerdeki hem cazibe hem iticilik dengelenemiyordu.
Ekonomik nedenler, yapılan ayrımcılık ve dışlamalar o ülkeyi itici kılan sebeplerden bazıları.
"


Doç. Dr. Murat Erdoğan
Hacettepe Üniversitesi
Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü

Yayından:

"Göçün dönüşü evrensel olarak zor bir şey.
Ülke içinde de böyle. İnsanlar kendi köylerinden kendi semtlerinden ya da kendi kentlerinden ayrılıp belli bir süre başka bir yerde yaşadıklarında kolay kolay geri dönmüyorlar.
Yapılan araştırmaların çoğu geri dönüşü kadınların engellediğini gösteriyor.
Kadınlar gittikleri yerde kalmayı tercih ediyorlar.
Yakın zamanda yeni bir çalışmamız olacak.
Yurt dışında bizim kendi insanlarımıza bu konuyu soracağız.
Nedir motivasyon unsuru, ne yoğunlukta dönülüyor, itici ve çekici faktörler neler onun üzerine konuşacağız.

Son dönemde Avrupa’da yaygınlaşan yabancılara yönelik saldırılar var.
Çünkü onlara bir rol biçilmişti ve o rolde fabrikalarda işçi olarak ya da evlerde temizlikçi olarak çalışmaktı.
O insanların bu statüden çıkıp gerçekten toplumun saygın kurumlarında saygın pozisyonlarda görev alıyor olması yerleşik toplumlarda rahatsızlık yaratabiliyor.
Böyle bir sosyal kıskançlık olayının ortaya çıktığını ve onların biçtiği rol modelinin dışına çıkmanın yadırgandığını biliyoruz."

Dr. Can Ünver
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı

Yayından:

"
Genelde düzenini kurmuş belirli bir yaşa ulaşmış insanlar geri dönmek istemiyorlar.
Onlar 2 ülke arasında yaşamayı tercih ediyorlar. Bu güzel bir şey.
Yazları Türkiye’de kışları Almanya’da geçiriyorlar.
Son bir kaç yılda Türkiye’de ekonomik cazibenin artması,
Almanya’da veya Avrupa’nın diğer ülkelerinde ırkçılık dışlanma gibi sorunlarla karşılaşılmış olması,
özellikle yurt dışında doğmuş büyümüş yüksek öğrenim görmüş gençlerin Türkiye’yi tercih etmesine yol açıyor."


DİNLE: Dünya Hali 1. Bölüm Süre:  21'
DİNLE: Dünya Hali 2. Bölüm Süre: 24'50"

4.02.2013

Dünya Hali - 06 Şubat 2013


Farklı kuşak göçmenler ve sorunları
Farklı kuşaklar ve yaşadıkları toplumla ilişkileri
Göçmenlerde kuşaklar arası çatışma
Karma evlilikler ve aile yapısında değişimler
Sosyal, kültürel farklılıkların değişimdeki etkileri


Birsen Taşpınar
Psikolog

Sümeyye AKSEL
Sosyolog

Doç. Dr. Murat Erdoğan
Hacettepe Üniversitesi
Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü

Dr. Can Ünver
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı


Birsen Taşpınar

Yayından:

"60l'ı yıllar döneminde gerçekleşen iş göçü daha sonra aile birleşimi ile devam etti.
Daha sonra yıllarca anne ve babalar tek başına bir mücadele verdiler.
Genelde toplumda çok fazla yardım almadan aile kurumlarıyla baş başa kaldıklarını fark ettik.
Kırsal kesimden gelen anne babalar bireysel bir topluma gelince bocalama yaşadılar.
Çocuk eğitimini gerçekleştirmeye çalışırken nasıl bir çocuk eğitimi gerçekleştireceği konusu hakkında belirsizliklerle karşı karşıya kaldılar.
Şimdiye bakarsak gençler hala yabancı olarak nitelendirilmesinden rahatsız oluyorlar.
Son yapılan bir araştırmada, konut arayışında eğer bir randevu talep ediyorsanız ve Türk'seniz %30 imkanınız oluyor randevu talep etmekte.
Ancak Alman vatandaşıysanız %70 şansınız oluyor randevu talep etmek için.
Bunlar çok çarpıcı istatistikler."


Sümeyye AKSEL


Yayından
"Vatandaşlarımızın kendi kendilerini göçmen olarak tanımlıyorlar.
Ancak bu göçmen kavramı göç süresini kapsıyor. Göç ilk nesli kapsayan bir kavram.
Burada doğan çocuklara göçmen kökenli deniliyor. Buda kavramsal karmaşıklığı beraberinde getiriyor."


Dr. Can Ünver


Yayından
"Göçmen olarak bir toplumda yaşayan insanın dış çevreden etkilenmemesi mümkün değil.
Her toplumda herkes dış çevreden etkilenir ancak burada biraz daha şiddetli. Çünkü bir dışlama söz konusu.
Dışlamanın olduğu bir yerde, kabul kültürünün olmaması, vatandaşlarımızın sürekli göçmen olarak nitelendirilmesi, çatışma dediğimiz olguyu belirgin hale getiriyor.
Böyle olunca insan kendi konumunu sorguamaya başlıyor.
Göçmen ya da göçmen kökenli olarak adlandırılan insanın çevresiyle barışık, ama öncelikle kedisiyle barışık yaşaması zor.
Çünkü sürekli yüzlerine vuruluyor. Siz farklısınız, yabancısınız, değişiksiniz, ötekisiniz deniliyor.
Bu yapıldıkça da insanın barışıklık içinde, huzur içinde, mutluluk içinde yaşaması güçleşiyor."


Doç. Dr. Murat Erdoğan


Yayından:

"Ötekileştirme bir yandan da iyi bir şeydir.
Neyi ötekileştirdiğinize ve nasıl ötekileştirdiğinize bağlıdır.
Mesala biz Avrupa'da Türk toplumunun bazı olumlu özelliklerini bir araya getiriyoruz işte size Türk toplumu diyoruz.
Kendi kendimizi ötekileştiriyoruz ve bununla gurur duyuyoruz.
Hatta buradan hareketle de o kültür gurubunun kendi içerisinde yenilenmesine ve korunmasına alan açmış oluyoruz.
Yani savunma halinde ötekileştirme farklı bir şey kendini gerçekten bir yere koymak başka bir şey oluyor.
Devlet politikası olarak sizi ötekileştirme üzerinden ayrımcılığa tabi tutuyorlarsa orada isyan etmek lazım, orada dur demek lazım.
Onun dışında kültürel bir ötekileşme zaten aidiyetlerin ayrılmaz bir parçası."

DİNLE: 1. Bölüm 30'
DİNLE: 2. Bölüm