31.07.2012

Dünya Hali - 1 Ağustos 2012


 Hollanda'da seçime doğru - 2

Türk toplumunun adaylardan beklentileri
Demokratik katılım yeterli mi?
Türkiye kökenli seçmen Türk siyasetçilere yeterli desteği verecek mi?


Ebubekir Öztüre
CDA Adayı
Yayından:
"Hollanda, Avrupa içerisinde töleranslı bir ülke olarak tanınır. 2001 yılında Dünyadaki bazı olaylar daha sonra Kıta Avrupasında ve Hollanda üzerindeki Can Ünver'in de bahsettiği olaylar belki toplumun içerisindeki gizli tansiyonu yükseltti.Tam bu sırada aşırı sağ söylemler ile yabancı karşıt söylemler bazı partiler ve kişileri ortaya çıkardı. Oluşan korku ve toplumdaki yüksek tansiyon prim yaptı.Yabancılarla ilgili zihinler karışık. Bu karışıklığın giderilmesi için katkılarımızı vermeye çalışacağız.
Halk yabancılara homojen bir yapı olarak bakıyor ve bir korku var.
Aslında entegrasyon iyi gidiyordu . Bir arızaya uğradı. 
Seçimler aslında Hollanda'nın istediği bir tarihe gelmedi. Pek bir coşku görülmüyor.
İnsanların duyguları verecekleri oyun rengini belirleyebiliyor.
Seçim dönemleri aynı zamanda bazı sorunları analiz etme zamanı.
Meclise gönderilen adaylardan halkın muzdarip olduğu konu, toplumla irtibatları konusunda halkın tereddütleri var."

Daha fazlasını dinle: Ebubekir Öztüre

Yasemin Çekerek
PvDa Adayı

Yayından:
"Hollanda'nın adem-i merkezi bir siyasi sistemi vardır. Avrupa'daki ekonomik kriz, tasarruf paketi ve yabancı düşmanlığı konuları gündemde. 12 Eylül'den sonra da gündemde olacak. Bu konular üzerinde ciddi çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Yabancı kökenli siyasetçilerimiz umarım yabancı düşmanlığına karşı tepki verir.
Wilders Hollanda'nın iklimini değiştirdi. Yabancılara bakış değişti. İş piyasasına girerken yabancılara karşı bir önyargı var.

Hollanda demokratik bir ülkedir. Demokratik bir ülkede de herkese eşit davranılmalı, önyargılar olmamalıdır. Parlamentonun da toplumun aynası olması gerektiğini düşünüyorum.
Bir siyasetçinin her zaman halka ulaşması lazım sadece seçim döneminde değil. Yabancı kökenli siyasiler de parlamentoda yer almalı ve parlamento toplumu yansıtmalı."

Daha fazlasını dinle: Yasemin Çekerek


Can Ünver
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı

Yayından:
"Hollanda 70'li yılların İtalya'sına benzemeye başladı. Sürekli seçim yapıp hükümetini yeniler hale geldi.
Son dönemde 2 önemli sorunu var bence: Biri Avrupa Birliği'nin "tasarruf paketi" ile ilgili diğeri ise  "yabancılara karşı reaksiyoner bir tavır" olmasıdır. 
Hollanda yabancı işçilere tepki gösterilen ülkelerin başında geliyordu. Daha sonraki yıllarda alınan tedbirlerle bu izlenim değişmiş görünüyordu. Hollanda aldığı tedbirlerle bundan sıyrılmış gözüküyor. 2003 yılının 6 mayıs günü işlenen cinayeten sonra tartışmalar arttı,11 Eylül hadiselerinden sonra Hollanda bu konuda birden hassaslaştı. Ardından Geert Wilders'in başını çektiği partinin çok güçlendiğini gördük.
Sağ liberal partinin muhtemel başbakan adayı Mark Rute gerekirse Wilders'in partisiyle (özgürlük partisi) ortaklık yapabileceğinden söz ediyor. Bunu normal bir parti olarak değerlendiriyor. Göçe karşı birtakım söylemler geliştiriyor. Dolayısıyla yabancı düşmanlığı, yabancılara karşı reaksiyon var.
1986'dan beri Türkler geniş biçimde siyasete katılmaya başladılar.

Toplumsal dayanışma ruhunun topluma karşı sorumluluk duygusunun artmasıyla o ülkeler yabancı politikacılardan daha çok yararlanacak. Avrupa'da siyasal sistemler yabancının önünü kapatmıyor, daha da açıyor. Diğer taraftan yabancılara karşı bir tepki de var. Mücadeleyi elden bırakmamak gerekiyor. Bu bir süreç, sistem buna göre kurgulanmıştır. 
Çözüm toplumun parçası olmak. Ama bunu sorun olarak görmemek gerek. Toplumun sorumluluğunu sırtlamak ve siyasete katılmak gerekiyor. Süreçlerin dışında kalmamak için o toplumun parçası olmak gerek."
Daha fazlasını dinle: Can Ünver

İlgili haberler:
Halkta demokratik hukuk devletine inanç zayıfladı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder