23.11.2012

Dünya Hali - 23 Kasım 2012


21. yüzyılda yerleşikler ve göçmenlerin uyum meselesi-4

Dr. Atilla Doğan
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi

Yayından:

Tüm mesele aslında uyumsuzluk değil.
Bütün mesele dünyada ki bir takım real siyasi ekonomik gerçeklerden kaynaklanan, her ülkenin kendi çıkarlarını koruma refleksiyle yaptığı bazı tutum ve davranışlardan meydana geliyor.
Bir Alman’la bir Türk, bir Alman’la bir Fransız, bir italyan’la bir Rus vs. evleniyorlar ve bunlarda mutluluk içerisinde yaşayabiliyorlar.
Şimdi bunlar aynı evin dar ortamında farklı din, farklı dil, hatta farklı ekonomik bir yapıdan gelmesine rağmen bir arada yaşayabiliyorlarsa, uyumsuzluk ancak bireysel bir olay olabilir, kitlesel olamaz.

Bugün üzerimize giydiğimiz birçok ürünün, kullandığımız birçok elektronik eşyanın, yediğimiz birçok yemeğin uluslar arası katılımla üretildiğini ve önümüze geldiğini biliyoruz.

Bu konuda medya çok önemli, üniversiteler çok önemli ama en önemlisi eğitim.
Dolayısı ile tüm dünyanın çok kültürlü bir eğitim düzenine geçmesi lazım.

Aile ve kadın – 4
Kadınların annelik rollerinin dışındaki uğraşları ve aile ilişkilerine etkisi
Seda Haran
Uzman Psikolog

Yayından:
Kadın, bir bütün olarak ele alındığında pek çok farklı özelliği içinde barındırabiliyor.
Bu özelliklerden elde ettiği olumlu şeyleri kendi hayatına aktarıyor, olumsuzlukları çözmeye çalışıyor.
Aslında zorlu bir süreç bu.
Burada önemli olan kadının önce birey olma rolü.
Annelik rolü dışında o bir birey, o bir insan.
Bizler onunda üzülebileceğini, korunması gerektiğini, onunda zorlukları sıkıntıları olabileceğini kabul etmemiz lazım.
Kadın kendini değerli hissetmeli, kendini güvende hissetmeli, kendine güvenmeli.
Ayrıca kendi yetenek ve becerilerinin farkında olmalı ve bunları geliştirmek içinde ona fırsatlar tanınmalı.

Nelerden hoşlanıyoruz buna bakmamız gerek.
Hoşlandığımız şeylerin hayatımızda ne kadar olduğuna bakmamız gerek.
Yeteneklerimizi ne kadar kullandığımıza bakmamız gerek.
 İstediğimizi yapabiliyor muyuz, hedeflerimize erişebiliyor muyuz bunlara bakmamız gerek.

Yurt dışında ki kadınlarımız bir kısmı zamanını çok çalışarak geçiriyor, vardiyalı işlerde çalışıyor.
Çalışmayanlar da daha çok evde çocuğunun eşinin gelmesini bekleyen, ev işlerini yapan veya camilerde ki kurslara katılan, daha çok ibadet yapan bir halde oluyorlar.
Bunların hepsinin bir yeri ve önemi var, ibadet tabi ki yapsınlar ama bunun dışında kurslara gitsinler, eğitim alsınlar, dışarıdan okul bitirmeleri gerekiyorsa bitirsinler, kendilerine faydalı olacak işler yapsınlar.
Kadın kendini mutlu hissetmeli, yaşamı anlamlı bulmalı.
Benim hayatım anlamlı, ben çok değerliyim, bana verilmiş bu hayatı da en iyi şekilde geçireceğim diyebilmeli.


Yabancı ülke mahkemelrininin aldığı kararların Türkiye'de tanıması.
Av. Eyüp Sabri Canbolat

Yayından:
Bugün yurt dışında evlenen insanların Türkiye’de ki evliliklerinin bittiğini bildirmeleri yani tanıma davasını anlatacağız.
Türkiye’de görevli ve yetkili mahkeme denilen bir kavram var.
Görevli mahkeme aile mahkemeleridir, aile ile ilgili bir karar olduğu için.
Yetkili mahkeme ise kendisine karşı  tenfiz istenen kişinin Türkiye’de ki ikametgahı.
Bu çok hızlı sürecek bir dava değil.
Biz orda boşanmıştık, yıllar geçti, hemen bitirelim, altı üstü mahkeme de burada bu kararı tanıyacak diyebileceğimiz basit bir olay değil.

Çözüm; Önceden, evraklarının tamamının eksiksiz gelmiş olması lazım.
Orda ki mahkeme kararı ve mahkemenin geçerlilik kuralı olması gerek.
Bunun Türkiye’de tanıtılması ve Türkçe’ye tercüme edilmesi gerek.
Ayrıca dava açılırken dilekçelerin her iki tarafça da doğru düzgün, usule uygun hazırlanmış olması lazım.


Eyüp Sabri Canboılat'ı Dinle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder