9.11.2012

Dünya Hali - 09 Kasım 2012

21. yüzyılda yerleşikler ve göçmenlerin uyum meselesi-2
dünün değerleri ile bugünün değerleri ne kadar uyumlu?
eğitim-öğretimde değişen tutumlar uyum konusuna ne kadar katkıda bulunuyor?
geleneksel ne kadar yetersiz? modern ne kadar  kabul edilir?


Dr. A. Atilla Doğan
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi 

Yayından:
‘’Dünün değerleri ile bugünün değerleri arasındaki uyuma bakıldığında farklılıkları göreceksiniz.
30 yaşında ki insanlar için belki pek bir şey değişmedi  ama  40-50 yaş üzeri  insanların çoğu zaten ‘‘ Benim Çocukluğumda ’’  diye başlayacaklardır anlatacaklarına.
Mesela benim çocukluğumda mustakil evden oluşan mahallelerin sayısı çok fazlaydı ve insanlar bir arada yaşardı.
Şimdi baktığımızda eski kuşakta doğanlar ile günümüzde doğan kuşaklar arasında ciddi bir geleneksel modern farkı var.
Özetlemek gerekirse, insanların dünkü komşuluk değerleri, sahip olduğu haklar  ve insanların birbirlerine saygı göstermesiyle ilgili bütün değerler dünde kaldı.
Bugün farklı bir dünya var.
Eğitim sistemine bakıldığında,  öğretmeni ortadan kaldırıp elektronik ortamda eğitim ortamın ağırlaştırıldığı, yoğunlaştırıldığı bir dünyada yaşıyoruz.
Modern ne kadar kabul edilebilir, modern ne kadar geçerlidir,
Geleneksel ne kadar yetersizdir,  geleneksel ne kadar reddedilebilir.
Bu sorular sorulduğunda gelenekselin bi tarafa atılacak bir şey olmadığını ve moderne de bu kadar tapılmaması gerektiğini bir tartışmanın sonucunda algılayabilirsiniz.
Dünün değerleri ile bugünün değerlerini mutlaka sürekli ele almamız gerekmektedir  ve eğer mutluluk dünde ise dünün değerlerinde ise çok çaba gösterip bu değerleri yaşatmamız gerekir.’’
Aile ve kadın - 2
Seda Haran
Uzman Psikolog

Yayından:
''Yaz tatilinden sonra çocuklar okula gitmek istemeyebilir.
istediği zaman oyun oynamaya, istediği zaman dışarıya çıkmaya, yazın güzel havasından veya gittiyse tatilin havasından faydalanmaya alışmıştır çünkü.
Bu yüzden okulun tekrar açılacağı konusunda sürekli konuşulması gerekir.
Ama yine de okulun açıldığı ilk günlerde çocuğun sıkıntı yaşayabileceği de aklımızın bir köşesinde olmalı.
O zaman da panik olmadan çocuğun tekrar okula adaptasyonu sağlanmalı.

Çocukların yaşadığı önemli sıkıntılardan biri de ödev yapmak.
Anne baba sürekli çocuğunun çalışmasını ister.
Bazı çocuklar hem okuyup hem çalışıyor yurt dışında.
Hem çalışacak hem okul başarısı olacak yani.
Bazen anne babaların beklentileri de çok yüksek olabiliyor
Çocuklarının çok üst noktalara gelmesini istiyorlar.
Doktor, mühendis, avukat olsun, meclise girsin istiyorlar.
Böyle olunca çocuk üzerinde ki baskı artıyor.
Bunun yerine çocuğun potansiyelini değerlendirmek önemli.

Çocuğa önce ders çalışma alışkanlığı kazandırmak gerek.
Bu da ilk yıl oluyor.
ilk yıl çocukla birlikte oturup ders çalışmayı öğretmek, yardımcı olmak, yanında olmak, ama zamanla yavaş yavaş onun bireyselliğini kuvvetlendirmek, öz güvenini geliştirmek gerekir.
Çocuğa bu senin sorumluluğun, bunu sen tek başına yapabilirsin ama anlamadığın yapamadığın yerlerde ben buradayım bana danışabilirsin mesajı verilmeli.''




Vekaletnameler ve hukuki işlemler
Av. Sabri Canbolat

Yayından:
''Vekaletname hayat boyu insanın bir ya da bir kaç kez, bazen avukatlara, bazen bir yakınına, bazen bir müteahhite, hastaysak bir tanıdığımıza, araba alıyorsak satıcılara, yani bir şekilde benim yerime işi yap diye tanıdığımız bir yetki belgesidir.
İş neyse nokta atışı onun için vekalet vermek gerekir. Eğer mümkünse o işi kendimiz yapalım ben hep bunu tavsiye ediyorum.
Oldu ki yapamıyoruz, vekil bu işi yapabilir mi ?
Güven ayrı bir şeydir sevmek farklı bir şey.
Sevmek insanlarda çok yetenek gerektirecek bir mevzu değildir. Karşı tarafı sevmeniz için o kişinin çok zeki, çok ahlaklı ya da çok meziyetli bir insan olmasına gerek yok.
Sevmeseniz de bir adam işin ehli olabilir. Öyle olunca da işi ehline bırakmak lazım.

Noterlerimiz vatandaşlarımızı iyi dinlemeliler.
Bu işler matbu formları ile çözülen, bilgisayar ortamı ile at şuraya bir imza ile yapılan işlerdir.
Ancak at şuraya bir imza sonucu bir çok davalar çıkıyor meydana.
O yüzden at şuraya imza Türkiye'de ki en yanlış iştir.

Vekil ilişkisinde iş bitince veya süresi bitince vekalet de biter.
Bir avukatı vekil olarak tayin ettiğiniz andan itibaren, ücret sözleşmesi ne olursa olsun işin tamamının ücretini almaya hak kazanmıştır.
vekil her zaman istifa edebilir. Münasip olmayan bir zamanda istifa eden eden diğerinin zararını öder.
Ertesi sabah ağır cezada bir duruşma var, vekilin istifa ettiğini varsayalım. İstifa etmiş olsa bile o avukat 15 gün daha görevinin başında kalmak zorundadır.
Bunların dışında ölüm ve akli dengenin yitirilmesi durumunda da vekalet sona erer.
Vekalet noterden alındığı gibi noterde sonlandırılır.

Vekalet çok önemli bir konudur. vekil edilen kişiyi iyi tanımak gerekir.
Vekaletin süresini ve sebebini bildirerek bir vekalet ilişkisi kurulmalıdır.''

Av. Sabri Canbolat'ı dinle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder