29.06.2012

29 Haziran 2012 Cuma


Rektör Prof. Dr. Davut Aydın
Priştine Üniversitesi'nde 
Anadolu Üniversitesi’nin Balkanlar açılımı…
Anadolu Üniversitesi'nin Balkanlar ve Rumeli  Eğitim-Öğretim Hizmetleri Sonbahar'da Başlıyor

Prof. Dr. Davut AYDIN
Anadolu Üniversitesi Rektörü


Rektör Prof. Dr. Davut Aydın
Anadolu Üniversitesi Bulgaristan'a açıköğretim hizmeti vermeye hazırlanıyor. Rektör Prof. Dr. Davut Aydın'ın başkanlığındaki bir heyet konuyla ilgili olarak Bulgaristan'daki üniversiteyle irtibata geçti.
Bulgaristan'daki temaslarının ardından Makedonya'da da görüşmeler yapan Rektör Prof. Dr. Davutoğlu çalışma ziyaretlerinin Kosova ayağında da Anayasa Mahkemesi Üyesi Altan Suroy,Priştine Üniversitesi Rektörü Müje Rugova, Kosova Eğtim bakanı Rame Buja, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar ile görüşmeler yaptı. Yoğun görüşme trafiği içinde Dünya Hali'ne de zaman ayıran Aydın Türkiye'nin Sesi mikrofonlarına konuk oldu ve çalışma ziyaretini değerlendirdi.

 Yayından:
''Bildiğiniz gibi biz 26 yıldan beri Köln  merkezli 22 ülkede açık uzaktan öğretim programları sunuyoruz vatandaşlarımıza ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının açık öğretim açık lise programlarını yürütüyoruz ayrıca buna işletme yüksek lisansının yanı sıra iktisat ve konaklama işletmeciliğini de ekledik ayrıca geçen yıl bunun dışında Azerbaycan' da bir program başlattık açık ve uzaktan öğretimi Azerbaycan'a taşıdık. Köln , Azerbaycan ve Baku merkez olmak üzere şu anda 1200 öğrencimiz var eğitim ve öğretim görüyorlar.Bu sene haziran döneminde de bir kaç hafta önce TRT okullarında canlı yayınlanan programda mezuniyet programıyla da diplomalarını aldılar.                   
 2 yıllıklar mezun oldu bu sene giderek artacak şimdi buna geçen yıl ayrıca Batı Trakya'da görüntü ilave etmiştik şimdi sıra geldi Bulgaristan , Makedonya ve Kosova' ya sıra geldi o ne denle açık ve uzaktan öğretimi Türkçe konuşan , Türkçe bilen bütün bu coğrafyaya yaymak istiyoruz.Uzaktan açık öğretim yeri , üniversite olarak yaygınlaştırıyoruz.Avrupa'ya , Anadolu Üniversitesinin eğitimini öğretimini ayağınıza getirdik.Anadolu Üniversitesi Türkiye' nin en iyi gelişmiş iletişim fakültesine sahip.2012 yılı akademik yılını geliştirip hizmete sokmak istiyoruz.Batı Avrupa'da Köln' de TRT ile işbirliği halinde orada Anadolu üniversitesini kuruyoruz ve aynı zamanda Avrupa' da yayına da başlamış olacağız.                                           Global bilgi öğretiyoruz , evrensel bilgi istiyoruz ve bu evrensel bilgiyi bütün bir coğrafyada başlamak istiyoruz.Şuanda Avrupa'da en iyi 40 Üniversitesinin içerisine girdik.''
Rektör Prof. Dr. Davut Aydın


İlgili bağlantılar:
Kültürü korurken 
aynı zamanda uyum sağlamak 
mümkün müdür?

Dr. A. Atilla Doğan
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi

A. Atilla Doğan
"Türklerin Avrupa'ya işgücü olarak gönderilişinin üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen, Avrupa ülkelerinde yerleşmeye karar vermeleri yani göçmen olmayı tercih etmelerine yönelik net bir tarih vermek güçtür.
Her ne kadar 80'li yılların ikinci yarısı denilse de, bunu 90'lı yılların ilk yarısı olarak da ifade edenler bulunmaktadır.

1961'den 1985'e kadar geçen sürede, misafir ve geçici işçiler olarak bakılan bu büyük kitlenin, son 20 yıldır göçmenler ve göçmen kökenli aile çocukları olarak anılmaya başlamasıyla birlikte sorunların ve taleplerin yapısı da değişmiştir.

Göçmen kökenli toplum olarak söz edilen insanımız arasında Avrupa ülkelerinde yaşarken oluşan ve/veya oluşturulan sosyal ve kültürel ayrışma sonucu; toplumumuz,  din, dil, kültür ve sosyal algılama süreçleri yönünden ayrışık bir yapıya dönüşmektedir.

Bu yapı üzerine inşa edilmek istenen uyum politikalarının kısa geçmişine baktığımızda; Avrupa ülkelerindeki toplumlarla eşit ve birlikte yaşamak hedefinin ötesinde amaçlar taşıyan bir uyum(!) amaçlandığı görülmektedir.

Peki göçmen kökenli toplum buna karşı ne yapmalıdır? İlk 25-30 yıl süresince cemaat yaklaşımı ile yalnızlığa karşı, çaresizliğe karşı içine kapanma ve dışa karşı savunma temeli üzerine kurulu göçmen toplum yapısını yaşanılan ülkenin toplumuna ve kültürüne nasıl açmak gerekir?

'Hem kültürü korumak hem de uyum sağlamak mümkün değil, göçmenseniz artık gemileri yakacaksınız, yoksa geri dönün" diyen bir kesimin tezlerini çürütmek için neler yapmak gerekir?

Bu aşamadan sonra eğer içine kapanmak çözüm değilse, köken değerlerini tamamen reddederek göç edilen toplumla birlikte yaşamak nereye kadar çözümdür?"
Daha fazlasını dinle: A. Atilla Dogan
.............................
Yabancı toplumlarda 
ergenlerin sorunları ve kimlik - 2

Seda Haran
Uzman Psikolog

Seda Haran
"Ergenlik, kimliğin geliştiği bir dönem. 
Arkadaş grubu içinde kabul görmesi son derece önemli.
Kendine ilişkin sorular sormaya başlıyor. Dışarıdan gelen bilgilere de çok ihtiyacı var. Dışarıdan gelen olumlu sözler kendine güven kazanmasını sağlıyor. 
Olumsuz sözler ise kendini sorgulamasına, benlik saygısının azalmasına neden oluyor. 
Sivilcesi çıktığında, saçları yatmadığında kendisini çok kötü hissediyor. Bu da bütün yaşamını olumsuz etkiliyor.
Anne baba bu dönemde çok fazla baskı yaparsa, dışarıda daha yanlış arkadaşlıklar kurmaya başlayabiliyor.


Anne babalar daha anlayışlı olmalı. Ergen mutlaka doğruyu bulacaktır. Ufkunu daraltacak şeyler yaptığınızda doğruyu bulmasını zorlaştırırsınız.


Aileler tehlikelerden korumak anlamında çok fazla koruyucu davranabiliyor.
Burada belirli bir derece esnek olmak gerek. Çok fazla baskı uygulamadan uzaktan takip etmeli.
Çocuklarımızı destekleyelim ve yaptığı iyi şeylerden övgüyle söz edelim."
Daha fazlasını dinle: Seda Haran

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder