Bir göç sempozyumunun ardından
Avrupa’da Türk göçmenler
aynı zamanda 11-13 Mayıs 2012 tarihlerinde Gaziantep Üniversitesi'nce düzenlenen göç sempozyumunun da konusuydu
aynı zamanda 11-13 Mayıs 2012 tarihlerinde Gaziantep Üniversitesi'nce düzenlenen göç sempozyumunun da konusuydu
Dr. Hıdır ÇELİK
Köln Üniversitesi
–Almanya
Politika alanında
Doktora ünvanı almış olan Hıdır Çelik sosyolog ve yazardır. Bonn Göç
Araştırmaları Ve Kültürlerarası Eğitim Enstitüsü başkanlığını yapan
Çelik Köln Üniversitesi Kültürlerarası Pedagoji Bölümünde ders
vermektedir.
"Sempozyumda ağırlıklı olarak misafir işçilikten vatandaşlığa geçiş konusunda mesaj verdim.
Göç tabii ki toplumları da değiştiriyor. Göçmenler geldikleri ülkelerdeki toplumları da değiştirmeye çalışıyor. 50 yıllık göç süreci içinde Almanya toplumunu da değiştirdiler. Bu göçün olumlu bir yönü. Türk mutfağı Alman mutfağını da zenginleştirdi. Bugün üç b.ine yakın cami var. Dinler arası diyalog çok gelişmiş durumda.
Geçmişte göç kavramına korkuyla yaklaşıldı. Son 10 yılda bunun sadece olumsuzluk demek olmadığı, olumlu etkileri de olduğu değerlendirmeleri yapılıyor. Artık göçmenlik aynı zamanda bir zenginlik olduğu konuşulmaya başlandı.
Bizim Alman yönetiminden taleplerimiz var. Göçmenlerin yasal statüsü de sağlanmalı.
Ailelelere ilişkin sosyal hizmetler oluşturulmalı, danışma, kültür merkezlerinde göçmenylerin de istihdakmı, yaşlıların sorunlarının çözülmesi, kültürler arası diyalog sağlanmalı.
Göçmen kökenlilerin kamu kurumlarında istihdamı çok önemli bir konu.Katılımcılık aynı zamanda kamu yönetimine de eşit oranda katılımdan geçer.Bu aynı zamanda kamu yönetimlerinin de çehresini değiştirir.
Göçmenlikten yurttaşlığa geçiş
Göçmen gruplarla yerel toplumunu barış içinde yaşaması gerekiyor.
Bir milyon Alman vatandaşlığı almış vatandaşımız var. Pasaportları Alman olsa da yürekleri Türkiye için atıyor. Alman vatandaşı olmak çok fazla kapıyı açacaktır.
Bulunduğumuz her yerde sosyal yaşama katılmalı, çekinmeden korkmadan cesur bir şekilde katılmalıyız."
Daha fazlası için:
Hıdır Çelik'i dinle
Mete ATAY –
Almanya/Bonn
Almanya Türk
Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı
Son zamanlarda uyum ile ilgili gelişmeler, yapılan toplantılar
Asimilasyon ile Entegrasyon arasında ne gibi farklar var?
Bu Almanya’da nasıl değerlendiriliyor?
Almanya’da Türkler entegrasyona karşı olarak görülüyor veya gösterilmek isteniyor. Bu önyargı nereden geliyor? Gerçek nedir?
Entegrasyon tartışmaları ne zaman sona erer? Gerçek anlamda bir uyum ne zaman gerçekleşebilir?
Yayından:"Almanya ilk olarak 1955'de İtalyanlarla, ardından da 1961'de Türk işçilerle tanıştı.
Ne Almanya'nın ne de Türkiye'nin başlangıçta uyumla ilgili bir kaygısı yoktu. Daha sonra bazı raporlar ortaya çıktı. 1979'da ilk rapor yayınlandı. Bunun sonrasında bir göçmen politikasının oluşturulması gerekliliği konuşulmaya başlandı.
Son dört beş yıldır göçmenlerin de içinde bulunduğu uyum zirvelerinde kararlar alınıyor. Türkiye'de de son yıllarda gelişmeler oldu. Yurtdışındaki Türklerle ilgili sorumlu bakanlık, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı var.
Tarafların ortak karar alması ilerlemenin önünü açıyor. Artık Türkiye ve Almanya'nın aldığı kararlar örtüşmeye başladı.
Sicil toplum örgütlerinin bu konuda zaten çalışmaları vardı. Bu halka yayılmaya başladı.
Son yıllarda göçmenlerle ilgili kurumlarda iş verilmeye başlandı. Bunun daha yararlı olduğu görüldü.
İnsanlar farklı düşünebilir, farklı şeylere inanabilir. Türkiye kökenli olsun, başka kökenden olsun göçmenlik konusunda asgari müştereklerde uzlaşmak gerek."
Daha fazlası için
Mete Atay'ı dinle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder