31.03.2012

Dünya Hali - 17 Şubat 2011


1. Bir göç öyküsü…
Suat YILMAZ - İşveren/Endüstri Mühendisi

  Yayından:
 '' Ben 79 yılında liseyi bitirdikten sonra yurt dışına gittik. İngiltere' ye gittik ama şartlar kötü olduğu için Almanya'ya gittim. Lise diplomamız orada tanınmıyordu tekrar liseye yazıldım. Sonra üniversiteyi okudum stajımı yaptım. 
Almanya'da kısa süreli dönemler mühendislik yaptım. Ailemin ihtiyacı vardı ve o yüzden döndüm. Bütün gençlik yılım Almanya'da geçtiği için döndüğümde alışma sıkıntıları çektim. Geldikten sonra madencilikle uğraşıyorum burada. 


İlk gidenler orada yerleşik düzene geçmedikleri için hep sıkıntı çekmişler. 2. kuşaktan anne ve baba etkisi ile kalan nesil şimdi 4. nesil Türkiye için kayıp çünkü oradaki Türkler, Türkiye'yi unutuyorlar. 


Tabi çok büyük kazançlarım oldu ama büyükte kayıplar oldu. 
Tekrar lise okumak zorunda kaldım. 3 yıl kayıp oldu.

Bundan sonra oradaki düzen yerleşik yaşam oldu. 
Yatırımları oraya yapıyorlar. Artık vize olayları zorlaştı kolay kolay göç olmuyor. Oradaki Türkler artık daha geniş düşenebiliyorlar. Oranın insanıyla evlenebiliyorlar. ''  
Suat Yılmaz'ı dinle




2. Bir göç öyküsü…
Müfide EROLAN - Öğretmen



 Yayından: 
''Ben Denizli'de doğdum 1974 te  evlendim 2 sonra evlendikten sonra balayına geldik. ve hala buradayız. Burada 33 yıldır aynı okulda Türk çocuklarına Türkçe öğretiyorum. Burada iki dil bilmek çok önemli bir avantaj. Eşim de metal  fabrikasında öğrencileri eğitiyor. 2 çocuğum oldu burada çalışılıyor. Kızım mecburdu Alman vatandaşı olmaya... ağlayarak verdi vatandaşlığını ama biz hala Türk vatandaşlığımızı koruyoruz. 


Almanlar arasında sıkıntılar yaşadık. Ufak tefek oldu. 
Dostluk kavramları yok bunlarda, ama maalesef Türk dostluğu yok. 
Karakterler uymuyor. Bizdeki misafirperverlik bunlarda yok. Misafirliğe gittiğimiz zaman Almanlar işimiz var bugün gidebilirsin diyorlar ama bizde asla yok. 


Türk çocukları  çok sahipsiz. Şuraya git buraya git okula topluyor haklarını anlatıyoruz evde öğrendikleri ile okulda öğrendikleri ile biraz yol kat ettiler. Burada velilerin hakları çok ama bizim velilerimiz ilgilenmiyorlar. Benim burada öğrencilik yaptığımız sürede tek hayalim bir gurup öğrenciyle Türkiye 'ye götürmekti ama götüremiyordum ama TRT ' nin aracılığıyla hayalimi gerçekleştirdik. 1 ay sonra Kuş adasına gidiceğiz öğrencilerimizle. 2 okul gezmek bakış açılarını değiştirmek için.''

Mülfide Erolan'ı dinle


3. ÇOCUKLAR BÜYÜRKEN
Çocuklarda 03-06 yaş dönemi özellikleri…
Ahmet TÜRKER - Klinik Psikolog 


Yayından: 
    ''Artık 3 yaşına gelmiş bir çocuk daha olgun davranabiliyor. 
Yani sosyalleşmenin önünde yani eski çocuk döneminden daha büyük yaşın etkisinde yaşıyor. 3 yaşına gelmiş bir çocuk kurallar yada kardeşi olursa çocuk dünyası açısından bocalama geçiriyor. Hem anne , babaya hem de çocuğa çok iş düşüyor. 


Çocuklar 3 yaşından sonra cinsel kimliğinin farkına varıyor ve erkek çocuk babaya kız çocuk anneye özeniyor. Kız çocuk anneyi babadan kıskanma , erkekse babayı anneden kıskanma yaşıyor. 6 yaştan itibaren kız çocuk anneye dönüyor , erkek çocuk babaya dönüyor. 


Çocuklarımızı azarlamamalıyız. 
6 yaşından sonra çocuklar kreşe başlıyor ve çok faydalı oluyor sosyalleşme açısından özellikle bağımlı annelerde yada babalarda çocuklar gitmek istemiyor ama haftada saat saat az göndererek esnek davranıp alıştırmak lazım. Paylaşmanın dışında oyun oynamayı , arkadaşlık kurmayı öğreniyor çocuk. Evdeki yaşamla , kreşteki yaşam aynı olmuyor. Çocuklar kreşte norm kazanmayı sorumluluk almaya öğreniyorlar. 


Genelde baktığımızda yetenekler ortaya yavaş yavaş çıkmaya başlıyor. Çocuk küçükken ben annemle evleneceğim derken çocuk büyüyünce anneden nefret etmeye başlamış bir erkek çocuğu ... evlendikten sonra anneye yakın bir hanım seçtiğinde nefret edebilir. 
Bir çok açıklaması var. Anne ve baba birlikte hareket etmiyorsa çocukların sosyalleşmesi ve gelişmesinin önünü kesmiş oluyoruz.''
Ahmet Türker'i dinle
X 17.02.2011 DUNYA HALI _294

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder