Almanya’da son dönemdeki olaylar ışığında
yabancı düşmanlığı
Yabancılara karşı eylemler bireysel, münferit eylemler mi yoksa
örgütlerle ilişkisi var mı?
Dönerci cinayetleri ve NSU ile ilgili şüpheler
Devleti vatandaşını koruma konusunda zaafı var mı?
İçişleri bakanlığının afiş kampanyası neye hizmet ediyor?
Almanya’nın göçmenler politikası ile yabancı düşmanlığı arasında bir bağ
var mı?
Almanya Türk Toplumu Genel
Başkanı
Yayından:
"Entelektüel ırkçılık, orta sınıftaki ırkçılıktan söz edebiliyoruz. Açık olan konu, Almanya'da kurumsal bir ırkçılık söz konusudur.
Dönerci cinayetleriyle ilgili komisyon çalışmalarını sürdürüyor ama birtakım belgeler kayıp.
Bazı kesimler gözlerini kapatıyorlar.
Irkçılık Alman'yada tartışılmaya başlanacak. Toplumda, partilerde, devlet dairelerinde bir korku var. Çok şeyin ortaya çıkmasından korkuyorlar. Biz bu konuda elimizden geleni yapacağız ve pisliğin ortaya dökülmesini sağlayacağız.
Son zamanlarda aşırı seğcılığın güçlendiğini görüyoruz. Bu kimilerini şaşırtmış gibi görünüyor. Ancak aslında şaşırmadılar.
Bilgiler bir taraftan diğer tarafa aktarılmıyor, bilgi saklanıyor ve işbirliği yapılmıyor. Devletin içinde var olan yapı ırkçılığa karşı duyarlı olmayan bir yapı. Anlaşılıyor ki olayın üstü kapatılmak isteniyor.
Alman kamuoyu bu konuya ilgi gösteriyor. Her türlü gizli saklıyı ortaya çıkaracağız.
Herkeste önyargılar olabilir. Önemli olan önyargıları konuşabilmektir.
Tek başımıza ırkçılık sorununu çözmemiz mümkün değil. Almanşya'da toplumsal bütünlük içinde her türlü ırkçılığa karşı duracak bir yapı oluşturmamız gerekiyor."
DAHA FAZLASINI DİNLE: Kenan Kolat, Mete Atay Süre: 29'
Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı
Yayından:
"8 Türk ve bir de Yunan kökenlinin öldürülmesi uzun süre aydınlatılmadı. İnsanlar büyük şüphe içine düştüler. Katiller bulunmak üzere aranırken olaylar saptırılırcasına, bunlar yabancıların yani göçmenlerin kendi aralarındaki iç hesaplaşmaları olarak gösterilmeye çalışıldı. Bu da olayın çok acı bir perdesi. Naziler tarafından yapıldığı ortaya çıkınca, bu defa, sanki olayın örtülme çabası içine girildi. İnsanlar çok büyük şüphe içine düştüler. Yeni, dosyalar, yeni belgeler ve bilgiler ortaya çıkıyor.”
Bir sempozyumun ardından
"Entelektüel ırkçılık, orta sınıftaki ırkçılıktan söz edebiliyoruz. Açık olan konu, Almanya'da kurumsal bir ırkçılık söz konusudur.
Dönerci cinayetleriyle ilgili komisyon çalışmalarını sürdürüyor ama birtakım belgeler kayıp.
Bazı kesimler gözlerini kapatıyorlar.
Irkçılık Alman'yada tartışılmaya başlanacak. Toplumda, partilerde, devlet dairelerinde bir korku var. Çok şeyin ortaya çıkmasından korkuyorlar. Biz bu konuda elimizden geleni yapacağız ve pisliğin ortaya dökülmesini sağlayacağız.
Son zamanlarda aşırı seğcılığın güçlendiğini görüyoruz. Bu kimilerini şaşırtmış gibi görünüyor. Ancak aslında şaşırmadılar.
Bilgiler bir taraftan diğer tarafa aktarılmıyor, bilgi saklanıyor ve işbirliği yapılmıyor. Devletin içinde var olan yapı ırkçılığa karşı duyarlı olmayan bir yapı. Anlaşılıyor ki olayın üstü kapatılmak isteniyor.
Alman kamuoyu bu konuya ilgi gösteriyor. Her türlü gizli saklıyı ortaya çıkaracağız.
Herkeste önyargılar olabilir. Önemli olan önyargıları konuşabilmektir.
Tek başımıza ırkçılık sorununu çözmemiz mümkün değil. Almanşya'da toplumsal bütünlük içinde her türlü ırkçılığa karşı duracak bir yapı oluşturmamız gerekiyor."
DAHA FAZLASINI DİNLE: Kenan Kolat, Mete Atay Süre: 29'
Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı
Yayından:
"8 Türk ve bir de Yunan kökenlinin öldürülmesi uzun süre aydınlatılmadı. İnsanlar büyük şüphe içine düştüler. Katiller bulunmak üzere aranırken olaylar saptırılırcasına, bunlar yabancıların yani göçmenlerin kendi aralarındaki iç hesaplaşmaları olarak gösterilmeye çalışıldı. Bu da olayın çok acı bir perdesi. Naziler tarafından yapıldığı ortaya çıkınca, bu defa, sanki olayın örtülme çabası içine girildi. İnsanlar çok büyük şüphe içine düştüler. Yeni, dosyalar, yeni belgeler ve bilgiler ortaya çıkıyor.”
Bir sempozyumun ardından
6 Ekim 2012 Cumartesi günü Almanya Duisburg-Essen Üniversitesi’nde
düzenlenen “Alman Eğitim Sistemi, Entegrasyon Politikaları ve Göçmenler”
sempozyumu;
Sempozyumdan
izlenimler,
"Genel olarak Almanya’nın nüfusunun 1/5’inin göçmen kökenli olduğu, 6 yaşın altındaki çocukların 1/3’inin göçmen kökenli olduğu, erken yaşta dil desteğinin önemli olduğu, Almanya’daki çocukların eğitimdeki başarısı hala ailelerinin sosyal sınıfına göre şekillendiği vurgulandı.
Almanya’da iş piyasasında göçmen kökenli çocukların şansları
çok düşük. Bu konularda toplumsal anlamda daha geniş bir katılıma ihtiyaç var.
Katılımcılar 1949’da şekillenen bir eğitim anlayışının halen
devam ettiğini bunun değişmesi gerektiğini söyledi.
Almanya’daki göçmen kökenli çocukların %70’i zorunlu eğitim
dönemi ardından okuldan ayrılıyor."
DAHA FAZLASINI DİNLE: Asuman Öktem Süre: 16'
DAHA FAZLASINI DİNLE: Asuman Öktem Süre: 16'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder