açık öğretim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
açık öğretim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9.08.2012

Dünya Hali - 10 Ağustos 2012

Gönüllü Sosyal Hizmet
Ve Hessen Türk Toplumu’nun Gönüllü hareketi

Atilla Karabörklü
Hessen Türk Toplumu Başkan yardımcısı
“Dostane” projesi sorumlusu


Yayından:
"2007'den itibaren gönüllü hareketleri geliştirerek, Türk toplumunun güzel yüzünü daha da göstermeye çalışan bir topluluk oluşturduk.
'Dostane projesi' çevremizdeki duyarlılığı arttırmak, toplumsal sorumlulukları üstlenmek amacıyla ortaya konmuş bir projedir. Amaç olarak da Türk toplumunun bulundukları yerlerde sorumluluk alabilmesini sağlamaktır. Böylece ön yargıları kırıp öğrenme süreçlerini geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Alman toplumunun ana unsurlarından biri gönüllü hareketin içerisinde olmaktır. Kendi yaşadıkları topluma katma değer ürettiklerini düşünüyorlar. Türk toplumu olarak toplumun geleceği için sorumluluk almamız gerektiğini düşünüyoruz.
Yaşadığımız toplumda karşılıklı olarak ön yargılar var. Bunların neticesinde Türk toplumu ciddi şekilde baskı altına giriyordu. Bizdeki ön yargıların kırılması ve bu topluma Türklerin gerçek yüzlerini göstermek için gönüllü bir hareket girişiminde bulunduk."


Daha fazlasını dinle: Atilla Karabörklü



Milli Eğitim Bakanlığı Ve Anadolu Üniversitesi İşbirliğinde Yürütülen Programlar İle yurtdışında Açıköğretim ortaokulu ve Açıköğretim lisesi.


Dr. Atilla Doğan
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi

Yayından:
"Almancanız çok iyi olsa dahi çocuğunuzla farklı bir kültürden geliyorsanız önce Türkçe konuşmaya çalışın.
Bizim hizmetlerimiz çok geniş bir nüfuza yöneliktir. Açık öğretim lisesi özellikle yurt dışındaki vatandaşlarımıza 12 yıllık eğitimini sağlamak amacıyla yürütülmektedir.
Açık öğretim okulu Milli Eğitim Bakanlığıyla işbirliğinde hizmet verecek olan 4 yıllık eğitimdir. Bu eğitime 4 yıllık ilkokul belgesi olanlar, 2.derece okuma belgesi olanlar, Türkiye'de ortaokul 1.,2.,3.,4. sınıfı okuyanlar, Batı Avrupa'da öğrenim gören en az 4.sınıfı bitirmek üzere denklik kuranlar başvurabilir.
Açık öğretim lise programlarına, orta öğrenimini bitiren herkes katılabilir. Ve bu alacağınız diploma, bütün örgün liselerle alacağınız diplomalarla eşdeğerdir.
Bu program eğitimde fırsat eşitliği isteyen Avrupa'da yaşayan soydaşlarımıza da hizmet götürmeyi amaçlıyor."    


Evlilikte ilişkiler

Seda Didem ERKEN

Psikolog
Yankı Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Yayından:
"Sosyal değiş-tokuş teorisine göre sıkıntılı ilişkileri olan bireyler olmayanlara oranla can sıkıcı davranışları daha çok değiş-tokuş ediyorlar. Algılamada odaklanma oluyor. Yani olumsuz ilişkilerde davranışlara karşı negatif alıyor ve negatif davranıyor. Olumlu ilişkilerde ise davranışlar iyi anlamlandırılıyor.
İnsan ilişkilerinde biraz da subjektif yaşıyoruz. Objektif olamıyoruz bu da bizi kötü etkiliyor.
Evliliklerde ilk 1 yıl çok önemlidir. İlişkilerde boşanma yoluna gitmemek için biraz daha özenli davranış gerekir. Zaman geçirmeyi azaltmamak, hem ayrı ayrı hem beraber vakit geçirmeye çalışmalılar. Partnerinizin mutluluğu sizi de etkiler. Bu yüzden birbirini desteklemek çok önemlidir."


Daha fazlasını dinle: Seda Didem Erken

29.06.2012

29 Haziran 2012 Cuma


Rektör Prof. Dr. Davut Aydın
Priştine Üniversitesi'nde 
Anadolu Üniversitesi’nin Balkanlar açılımı…
Anadolu Üniversitesi'nin Balkanlar ve Rumeli  Eğitim-Öğretim Hizmetleri Sonbahar'da Başlıyor

Prof. Dr. Davut AYDIN
Anadolu Üniversitesi Rektörü


Rektör Prof. Dr. Davut Aydın
Anadolu Üniversitesi Bulgaristan'a açıköğretim hizmeti vermeye hazırlanıyor. Rektör Prof. Dr. Davut Aydın'ın başkanlığındaki bir heyet konuyla ilgili olarak Bulgaristan'daki üniversiteyle irtibata geçti.
Bulgaristan'daki temaslarının ardından Makedonya'da da görüşmeler yapan Rektör Prof. Dr. Davutoğlu çalışma ziyaretlerinin Kosova ayağında da Anayasa Mahkemesi Üyesi Altan Suroy,Priştine Üniversitesi Rektörü Müje Rugova, Kosova Eğtim bakanı Rame Buja, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar ile görüşmeler yaptı. Yoğun görüşme trafiği içinde Dünya Hali'ne de zaman ayıran Aydın Türkiye'nin Sesi mikrofonlarına konuk oldu ve çalışma ziyaretini değerlendirdi.

 Yayından:
''Bildiğiniz gibi biz 26 yıldan beri Köln  merkezli 22 ülkede açık uzaktan öğretim programları sunuyoruz vatandaşlarımıza ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının açık öğretim açık lise programlarını yürütüyoruz ayrıca buna işletme yüksek lisansının yanı sıra iktisat ve konaklama işletmeciliğini de ekledik ayrıca geçen yıl bunun dışında Azerbaycan' da bir program başlattık açık ve uzaktan öğretimi Azerbaycan'a taşıdık. Köln , Azerbaycan ve Baku merkez olmak üzere şu anda 1200 öğrencimiz var eğitim ve öğretim görüyorlar.Bu sene haziran döneminde de bir kaç hafta önce TRT okullarında canlı yayınlanan programda mezuniyet programıyla da diplomalarını aldılar.                   
 2 yıllıklar mezun oldu bu sene giderek artacak şimdi buna geçen yıl ayrıca Batı Trakya'da görüntü ilave etmiştik şimdi sıra geldi Bulgaristan , Makedonya ve Kosova' ya sıra geldi o ne denle açık ve uzaktan öğretimi Türkçe konuşan , Türkçe bilen bütün bu coğrafyaya yaymak istiyoruz.Uzaktan açık öğretim yeri , üniversite olarak yaygınlaştırıyoruz.Avrupa'ya , Anadolu Üniversitesinin eğitimini öğretimini ayağınıza getirdik.Anadolu Üniversitesi Türkiye' nin en iyi gelişmiş iletişim fakültesine sahip.2012 yılı akademik yılını geliştirip hizmete sokmak istiyoruz.Batı Avrupa'da Köln' de TRT ile işbirliği halinde orada Anadolu üniversitesini kuruyoruz ve aynı zamanda Avrupa' da yayına da başlamış olacağız.                                           Global bilgi öğretiyoruz , evrensel bilgi istiyoruz ve bu evrensel bilgiyi bütün bir coğrafyada başlamak istiyoruz.Şuanda Avrupa'da en iyi 40 Üniversitesinin içerisine girdik.''
Rektör Prof. Dr. Davut Aydın


İlgili bağlantılar:
Kültürü korurken 
aynı zamanda uyum sağlamak 
mümkün müdür?

Dr. A. Atilla Doğan
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi

A. Atilla Doğan
"Türklerin Avrupa'ya işgücü olarak gönderilişinin üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen, Avrupa ülkelerinde yerleşmeye karar vermeleri yani göçmen olmayı tercih etmelerine yönelik net bir tarih vermek güçtür.
Her ne kadar 80'li yılların ikinci yarısı denilse de, bunu 90'lı yılların ilk yarısı olarak da ifade edenler bulunmaktadır.

1961'den 1985'e kadar geçen sürede, misafir ve geçici işçiler olarak bakılan bu büyük kitlenin, son 20 yıldır göçmenler ve göçmen kökenli aile çocukları olarak anılmaya başlamasıyla birlikte sorunların ve taleplerin yapısı da değişmiştir.

Göçmen kökenli toplum olarak söz edilen insanımız arasında Avrupa ülkelerinde yaşarken oluşan ve/veya oluşturulan sosyal ve kültürel ayrışma sonucu; toplumumuz,  din, dil, kültür ve sosyal algılama süreçleri yönünden ayrışık bir yapıya dönüşmektedir.

Bu yapı üzerine inşa edilmek istenen uyum politikalarının kısa geçmişine baktığımızda; Avrupa ülkelerindeki toplumlarla eşit ve birlikte yaşamak hedefinin ötesinde amaçlar taşıyan bir uyum(!) amaçlandığı görülmektedir.

Peki göçmen kökenli toplum buna karşı ne yapmalıdır? İlk 25-30 yıl süresince cemaat yaklaşımı ile yalnızlığa karşı, çaresizliğe karşı içine kapanma ve dışa karşı savunma temeli üzerine kurulu göçmen toplum yapısını yaşanılan ülkenin toplumuna ve kültürüne nasıl açmak gerekir?

'Hem kültürü korumak hem de uyum sağlamak mümkün değil, göçmenseniz artık gemileri yakacaksınız, yoksa geri dönün" diyen bir kesimin tezlerini çürütmek için neler yapmak gerekir?

Bu aşamadan sonra eğer içine kapanmak çözüm değilse, köken değerlerini tamamen reddederek göç edilen toplumla birlikte yaşamak nereye kadar çözümdür?"
Daha fazlasını dinle: A. Atilla Dogan
.............................
Yabancı toplumlarda 
ergenlerin sorunları ve kimlik - 2

Seda Haran
Uzman Psikolog

Seda Haran
"Ergenlik, kimliğin geliştiği bir dönem. 
Arkadaş grubu içinde kabul görmesi son derece önemli.
Kendine ilişkin sorular sormaya başlıyor. Dışarıdan gelen bilgilere de çok ihtiyacı var. Dışarıdan gelen olumlu sözler kendine güven kazanmasını sağlıyor. 
Olumsuz sözler ise kendini sorgulamasına, benlik saygısının azalmasına neden oluyor. 
Sivilcesi çıktığında, saçları yatmadığında kendisini çok kötü hissediyor. Bu da bütün yaşamını olumsuz etkiliyor.
Anne baba bu dönemde çok fazla baskı yaparsa, dışarıda daha yanlış arkadaşlıklar kurmaya başlayabiliyor.


Anne babalar daha anlayışlı olmalı. Ergen mutlaka doğruyu bulacaktır. Ufkunu daraltacak şeyler yaptığınızda doğruyu bulmasını zorlaştırırsınız.


Aileler tehlikelerden korumak anlamında çok fazla koruyucu davranabiliyor.
Burada belirli bir derece esnek olmak gerek. Çok fazla baskı uygulamadan uzaktan takip etmeli.
Çocuklarımızı destekleyelim ve yaptığı iyi şeylerden övgüyle söz edelim."
Daha fazlasını dinle: Seda Haran