27.03.2013

Dünya Hali - 27 Mart 2013



Toplum yaşamına her alanda katılım ve politika…
  
Göç kökenlilerin göçmenlikten yurttaşlığa geçişinde politika…
Çifte vatandaşlık ve demokratik katılım

 Arif Ünal
Kuzey Ren Westfalya Eyalet Milletvekili
(Yeşiller Partisi)

Yayından:
"Göçmen kökenli insanların politik katılımı ve sosyal uyumları için çok fazla konsept üretilmedi ne yazık ki.
O nedenle şuanda geldiğimiz noktada, içerisinde bulunduğumuz ortamda, göçmen kökenli insanların politikaya katılımlarında bir çok eksiklikler var.
Bunu sadece partilere üyelik ve belirli fonksiyonlara gelmekle sınırlamamak gerekiyor.
Parlamento dışı politik katılımda da bir çok eksiklikler var.
Son yıllarda, özellikle 3. nesilde politikaya ilginin artması, burada yetişen gençlerimizin daha aktif partilerde görev alması ile birlikte bu durum yavaş yavaş değişmeye başladı.

1. nesil buraya geldiğinde nasıl olsa geri döneceğiz mantığı içerisindeydi.
Kendilerini misafir olarak hissediyorlardı ve ne yazık ki 60'lı 70'li 80'li yıllarda gelen politikacıların hepside siz burada misafirsiniz ve sakın ev sahibinin işlerine karışmayın tavsiyelerinde bulundular.
Bu felsefe 1. nesilde zaten vardı ve maalesef bunlar 2. nesile de aktarıldı.
Ancak burada yetişen 3. nesil aynı Alman arkadaşları gibi okula gidiyor, ana dilinden daha iyi Almanca biliyor. Alman toplumu içerisinde oranın bir üyesi gibi yaşıyor.
Ama öyle bir nokta geliyor ki yabancı düşmanlığıyla karşılaştığı zaman babası ve dedesi gibi her şeyi kabullenmek istemiyor bu insanlar.
1, nesilde yabancı düşmanlığıyla karşılaşıldığında bunlar böyle denilip hiç bir şey denmeden çekip gidiliyordu.
Ama 3. nesil öyle demiyor. Ben bu toplumun bir üyesiyim, bana farklı davranamazsınız anlayışı ile sesini çıkarıyor.
Bu şekilde 3. nesilde yeniden bir bilinçlenme, politik katılım konusunda aktif görev alma eğilimi kendiliğinden zaten oluşuyor.
Bu çok güzel bir gelişme."


Doç. Dr. Murat Erdoğan
Hacettepe Üniversitesi
Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü

Yayından:
"Siyasete birden bodozlama bir şekilde katılmak olmaz.
Siyasete toplum içerisinde, toplumun diğer kurumlarında, sivil toplum örgütlerinde, toplumun tümünü ilgilendiren kuruluşlarla başlamak lazım ki zaman içerisinde toplum içerisinde kabul görüp, arkasından da siyasi karar alma mekanizmalarına kadar giden süreçlere gidilebilsin.
Bizim yurttaşlarımız sürekli şikayet edilen bir paralel toplumda yaşamayı yeğler gibi oldular.
Tabi bu kendi suçları değil.
Mümkün olduğu kadar toplumun bütün aktivitelerine katılmaları gerekir diye bekleniyordu kendilerinden ama gerek dil sorunu, gerek Almanların gerekli kabul kültürünü geliştirmemiş olmasından dolayı katılım güçlü olmadı.

Toplumun içerisinde yer almak, toplumun bütün aktivitelerinin içerisinde yer almak, dolayısı ile toplumun geri kalan kısmıyla da temas içerisinde olmak gerekir.
Bu süreçler yaşandığı taktirde tabi ki siyaset de söz konusu olacak.
Şimdi o noktaya yavaş yavaş yaklaşıyoruz.
Biz göçmen kökenli insanlar olarak o toplum içerisinde saygın ve güçlü olabilmek için kabul görmemiz gerekir.
Kabul görmek de öyle tepeden inmeyle değil aşağıdan mücadele ile olacaktır.
Ama gidişat fena değil doğrusunu söylemek gerekirse."


Dr. O. Can Ünver
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı

Yayından:
"Bizde siyaset demek mecliste olmak gibi oluyor. Herkesin hedefi ileride.
Bizim en büyük sıkıntılarımızdan biri sivil toplum ayağımızın zayıf olması.
Sivil toplumculuk konusunda kendi ülkemizde de daha yeni yeni gelişme halindeyiz.
Aktif olmayan, belirli bir hedefi olmayan, sadece okey oynamak sohbet etmek için kurulan bir sürü dernekten söz edebiliriz.
Bu yurt dışında da böyle.
Sivil toplumun ne olduğunun, ne anlama geldiğinin aslında farkındalardı ama aktif katılım konusunda dil engelleri vardı.
Böyle olunca ilk sivil toplum örgütleri, Türklerin kendi aralarında kurduğu, Türkçe konuşulan ve Türkiye üzerine konsantre olunmuş en fazla cami yaptıralım diye oluşturulan sivil toplum örgütleriydi.
Şimdi bu kimlik değişiyor.
Bambaşka yapılar ortaya çıkmaya başladı. Bu konuda da umutlanmamak elde değil.

Siyasi süreçler Avrupa'da ortaokul döneminde başlıyor.
Çocuklar o yaşlarda partilere üye olabiliyorlar, derneklere üye olabiliyorlar, aktif oluyorlar ve ciddi bir öğrenme sürecine giriyorlar.
Bizde yarın bir telefon gelse sizi milletvekili yapıyoruz diye yaparlar. Bugüne kadar siyasetle hiç işi olmamıştır ama yaparlar.
Avrupa'da iş daha farklı yürüyor.
Gerçekten bu işin içerisinde emek vermiş olmanız ve parti içi mücadelelerden geçmiş olmanız gerekir."


Dinle 1. Bölüm Süre: 25'
Dinle 2. Bölüm Süre: 20'27"
Dinle: Yayının tamamı Süre: 50'33"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder