Almanya’daki Türk toplumu denince ne
düşünüyorlar?
Türk Toplumunu nasıl tanımlıyorlar?
Alman toplumu açısından Türk
toplumunun belirgin özellikleri nelerdir?
Türk toplumunun Almanya’daki
geleceğini nasıl görüyorlar?
Toplumlar arası ilişkiler ne
düzeyde?
Türk toplumundan beklentiler neler?
Kabul kültürü nedir?
Mete Atay
Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu
Onursal Başkanı
Yayından:
"Almanya 20. yüzyılın başından beri göç alan bir ülke.
Geçen ay Almanya'da göç zirvesi yapıldı. Bu göç zirvesinde Almanya'nın gelecek 10-15-20 ya da 30 yıllık dönem içerisinde yabancılara ne kadar ihtiyacı olduğu konuşuldu.
Almanya'nın 55-60 yıldır göçmen almasına rağmen hala göçmenlerle yaşama konusunda sıkıntıları olduğunu görüyoruz.
Hem göç alan ülke olarak Almanya'yı hem de göç veren Türkiye'yi ve diğer ülkeleri memnun eden sonuçlar çıkmıyor ortaya.
Almanya göçmenlikle ilgili sınav veriyor ve bu sınavı başarmak zorunda. Ne yapalım başarısız olduk deme gibi bir şansları yok.
Türk toplumuna gelince, artık 50 yılı aşan bir zamanda Türk toplumunun ne kadar değiştiğini Alman toplumu çok iyi görüyor. Ancak bakış açılarının değiştiğini söylemem pek mümkün değil.
Göç politikasını 1955 yılından ele aldığımızda belli bir politikasızlık görülüyor. Ortada belirgin ana hatları ile çizilmiş bir göç politikası yok.
Almanya orada çok şey kaybetti. Almanya'da kararsızlık sonucunda bir kırılganlık var. İnsanların nereye ait oldukları konusunda yada Almanya ne düşünüyor konusunda Almanya'nın net politikasının olmamasının sıkıntıları çekiliyor.
Göç eden insanların hep geri döneceği düşünüldü Almanya tarafından. Bu yüzden de politika geliştirilmedi"
Yayından:
"Almanya 20. yüzyılın başından beri göç alan bir ülke.
Geçen ay Almanya'da göç zirvesi yapıldı. Bu göç zirvesinde Almanya'nın gelecek 10-15-20 ya da 30 yıllık dönem içerisinde yabancılara ne kadar ihtiyacı olduğu konuşuldu.
Almanya'nın 55-60 yıldır göçmen almasına rağmen hala göçmenlerle yaşama konusunda sıkıntıları olduğunu görüyoruz.
Hem göç alan ülke olarak Almanya'yı hem de göç veren Türkiye'yi ve diğer ülkeleri memnun eden sonuçlar çıkmıyor ortaya.
Almanya göçmenlikle ilgili sınav veriyor ve bu sınavı başarmak zorunda. Ne yapalım başarısız olduk deme gibi bir şansları yok.
Türk toplumuna gelince, artık 50 yılı aşan bir zamanda Türk toplumunun ne kadar değiştiğini Alman toplumu çok iyi görüyor. Ancak bakış açılarının değiştiğini söylemem pek mümkün değil.
Göç politikasını 1955 yılından ele aldığımızda belli bir politikasızlık görülüyor. Ortada belirgin ana hatları ile çizilmiş bir göç politikası yok.
Almanya orada çok şey kaybetti. Almanya'da kararsızlık sonucunda bir kırılganlık var. İnsanların nereye ait oldukları konusunda yada Almanya ne düşünüyor konusunda Almanya'nın net politikasının olmamasının sıkıntıları çekiliyor.
Göç eden insanların hep geri döneceği düşünüldü Almanya tarafından. Bu yüzden de politika geliştirilmedi"
Dr. Can
Ünver
Türksam Göç
Araştırmaları Enstitüsü Başkanı
Yayından:
"Göç yasası 2005 yılında çıktı. Çıkış sürecinde çok çaba sarf edildi. Yasa mecliste uzlaşma komisyonlarına gitti bir türlü razı olunmadı.
Alman siyasal sistemi 2 meclislidir. Yasa çıkaran iktidar temsilciler meclisinde yeterli sayıyı bulamazsa uzlaşma komisyonuna gidiyor.
Almanya'da bu sene seçim var. Bu seçimin sonucunda eğer eyalet meclislerinin bugün ki yapısına uygun bir iktidar gelirse farklı şeyler olabilir.
Yasa çıkarmak kolay bir iş değildir. Yasa zorlayıcıdır, yaptırım gücü vardır ama ciddi bir şekilde politika değişikliği deklarasyonuna ihtiyaç var.
Siyaset kurumunun bugüne kadarki hataları kabul edip, bundan sonra yapılacak işleri iyi tespit ederek ve bir yol haritası çıkararak Alman toplumuna bunu kabul ettirmesi lazım.
Bunun için de siyasi partiler öncelikle oy kaygısından arınmalılar. Bu da kolay bir şey değil.
Son zamanlarda en çok konuştuğumuz konulardan biri NSU cinayetleri. 13 yıl olmasına rağmen katillerin yakalanamamış olması bir skandaldır,
Gerçekleşen son davada katiller konuşuldu. Ölen insanlarla alakalı hiç kimse bir şey söylemiyor. Çünkü Almanların gözünde onların değeri fazla değil.
Arka planda böyle psikolojik bir şey var. Dolayısı ile tüm bu ırkçı psikolojiyi ortadan kaldırıcı, Türk siyasi partileri bağlayıcı deklarasyon pek çok şeyi daha iyi çözecektir"
Yayından:
"Göç yasası 2005 yılında çıktı. Çıkış sürecinde çok çaba sarf edildi. Yasa mecliste uzlaşma komisyonlarına gitti bir türlü razı olunmadı.
Alman siyasal sistemi 2 meclislidir. Yasa çıkaran iktidar temsilciler meclisinde yeterli sayıyı bulamazsa uzlaşma komisyonuna gidiyor.
Almanya'da bu sene seçim var. Bu seçimin sonucunda eğer eyalet meclislerinin bugün ki yapısına uygun bir iktidar gelirse farklı şeyler olabilir.
Yasa çıkarmak kolay bir iş değildir. Yasa zorlayıcıdır, yaptırım gücü vardır ama ciddi bir şekilde politika değişikliği deklarasyonuna ihtiyaç var.
Siyaset kurumunun bugüne kadarki hataları kabul edip, bundan sonra yapılacak işleri iyi tespit ederek ve bir yol haritası çıkararak Alman toplumuna bunu kabul ettirmesi lazım.
Bunun için de siyasi partiler öncelikle oy kaygısından arınmalılar. Bu da kolay bir şey değil.
Son zamanlarda en çok konuştuğumuz konulardan biri NSU cinayetleri. 13 yıl olmasına rağmen katillerin yakalanamamış olması bir skandaldır,
Gerçekleşen son davada katiller konuşuldu. Ölen insanlarla alakalı hiç kimse bir şey söylemiyor. Çünkü Almanların gözünde onların değeri fazla değil.
Arka planda böyle psikolojik bir şey var. Dolayısı ile tüm bu ırkçı psikolojiyi ortadan kaldırıcı, Türk siyasi partileri bağlayıcı deklarasyon pek çok şeyi daha iyi çözecektir"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder