9.01.2013

Dünya Hali - Biz Burada Kalıcıyız - 09 Ocak 2013


Göçmen toplumun özellikleri ve kendi aralarındaki ilişki biçimleri


1. Dayanışma ilişkileri
2. Dernekleşme ve örgütlenme ilişkileri
3 Hemşeri dernekleri
4 İnanç ve cami dernekleri
5. Sosyal paylaşımlar, toplanma, eğlenme, düğün ve diğer paylaşımlar


Doç. Dr. Murat Erdoğan
Hacettepe Üniversitesi
Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü


Dr. Can Ünver
Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanı


Mete Atay
Türk Öğretmenler Federasyonu Onursal Başkanı


Dr. Can Ünver


Yayından:
''İlk Avrupa'ya giden göçmenlere, Türklere baktığımızda müthiş bir dayanışma ihtiyacı içerisinde olduğunu söylemek mümkün.

Tanımadıkları bilmedikleri bir kültüre, bambaşka bir diyara gidip, orada yaşamlarını sürdürmek durumunda kaldıklarından dolayı yapacakları tek şey kendileri gibi konuşan, kendileri gibi olan insanlarla dayanışma içinde olmaktı.
İlk örgütlenme de bu şekilde başladı.''



Doç. Dr. Murat Erdoğan

Yayından:
''İlk giden işçi gruplarında gerçek anlamda sanayinin devamı için bir araç algısı vardı.
Bu insanlar belirli bir ihtiyaç adına davet edildi ve işleri yapıp belirli bir süre sonra geri dönmeleri bekleniyordu.
Ne kadar süre kalacağız, ne kadar burada kalıcıyız düşüncesi ile de bağlantılı olarak örgütlenmenin ötesinde bir dayanışma duygusunun ortaya çıktığını gördük.
Örgüt kurmak, dernek kurmak hayırla anılan teşvik edilen şeyler değildi.
Bizim konsolosluklarımız bu dernekleşmelere, örgütleşmelere her zaman mesafe ile yaklaştılar. Olacaksa bizim etrafını çizdiğimiz ve bizim kontrolünü sağlayabileceğimiz şeyler olsun düşüncesi vardı.
''



Mete Atay

Yayından:

''Buraya gelen işçilerin en büyük sorunu dil sorunuydu.
İş yerlerindeki ihtiyaçlarını karşılayabilmek için tercümanlara ihtiyaçları vardı.
Pasaport ve çalışma süresinin uzatılması, ev bulma, aileleri yanına getirme ilk yıllardaki temel sorunlardı.
Almanya’nın o yıllarda sembolü olan istasyonlarda ki buluşma yerleri zaman içerisinde dernekleşmeye, akrabalık ilişkileri arasındaki dayanışmalara dönüştü.
İlk yıllarda buraya gelen vatandaşlarımız, kırsal kesimden gelmiş olmalarına, işçilik vasıflarının bulunmamasına ve dillerinin olmamasına rağmen sendikalarda çok büyük etkinlikler göstermiş, kendilerini kanıtlamaya çalışmışlardır.''


DİNLE: Murat Erdoğan, Can Ünver, Mete Atay : 1. Bölüm Süre: 22'38"


Dr. Can Ünver

 

Yayından:
''Her dönemin kendine özgü koşulları ve ruhu vardır. Ona göre değerlendirmek lazım.
Netice itibari ile Türkiye’deki koşullar, yaşadıkları ülkelerdeki koşullar değiştikçe yeni biçimler ortaya çıkıyor.  Yani ilişki biçimleri ve davranış biçimleri ortaya çıkıyor.
Çok önemli sendikacılarımız yetişti. Türkiye’de sendika ile hiç bir alakası olmayan,  hayatında sendikal örgütlenmeyle hiç ilgisi olmayan kişiler gayet başarılı roller oynadılar.
Artık işçi sayımız az, işçimiz kalmadı pek fabrikalarda.
İşveren derneklerimiz, ticaret sanayi odalarımız var. Gençlik biraz daha farklı.
Çeşitli biçimlerde ortaya çıkan örgütlenmenin artık daha çok içinde yaşanılan toplumun örgütlenmeleri içine doğru kaymasını bekliyorum ben şahsen.
Bununda akıllıca bir şey olacağını düşünüyorum.
''


Doç. Dr. Murat Erdoğan


Yayından:
''Bizim hala başımızda olan sıkıntılardan biri, vatandaşlarımızın kendi yaşadıkları ülkelerin sorunlarından çok Türkiye’ye konsantre olmaları. Bu çok önemli bir handikap.
Bunun iki tane temel sebebi var.
Bir çok Avrupa ülkesinde bir çok yabancı var. Türklerin bunlardan ayrılan önemli yönü, kendi aralarındaki ilişkilerin her şeye rağmen güçlü olması. Aile ilişkileri çok güçlü.
Bu aile ilişkileri insanların sürekli Türkiye’yi ziyaret etmesini sağlıyor ve bu da diyaloğu arttırıyor.
Diğer sebep ise televizyonlar. Teknolojinin gelişmesi ile artık tüm televizyon kanalları izlenebiliyor.
Türkiye’de neler olup bittiği tam anlamıyla biliniyor. Bu gurur duyacağımız bir şey ama bu ilginin en az bu kadarının da yaşadıkları ülkeye de olmaları lazım.
Almanya’nın ekonomik politikası, Almanya’nın emeklilik politikası, onları birinci derece ilgilendiriyor.
Bunların yerelde bunlara konsantre olmaları ve bunlarla mücadele etmeleri çok önemli bir şey.
''



Mete Atay


Yayından:
''Ben büyük bir çoğunluğun buradaki politikaya daha yakın olduklarını. daha çok ilgi gösterdiklerini ve göstereceklerini düşünüyorum.
Bu yıl Almanya’da Türk sivil toplum örgütlerinin büyük hazırlıkları var. Çifte vatandaşlık kampanyası başlatmaya çalışıyorlar. Eğer Almanya’daki bu siyasi partilerde eylül ayındaki seçimde bazı siyasi partilerin dediği gibi çifte vatandaşlığı tanırlarsa ve yerel düzeyde seçme seçilme hakkı verirlerse, ben ibrenin tekrar Almanya’ya döneceğine inanıyorum.''


 DİNLE: Murat Erdoğan, Can Ünver, Mete Atay : 2. Bölüm Süre: 24'06"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder